|
Terörle mücadele ederken insan haklarının ve temel özgürlüklerin teşviki ve korunması özel raportörünün açıklamaları, Ben Saul |
Terörle mücadele sırasında insan haklarının ve temel özgürlüklerin teşviki ve korunması konusundaki Özel Raportör |
- |
— |
2025-03-10 |
— |
|
Ben Saul, Türkiye’nin terörle mücadele yasalarını eleştirerek, "terör" ve "aşırılık" kavramlarının hukuken belirsiz ve çok geniş tanımlandığını belirtti. Bu durumun, sivil alanın daraltılması ve insan haklarının kısıtlanması için istismar edildiğini vurguladı. Türkiye’de adil yargılanma hakkına dair ciddi ihlaller bulunduğunu, özellikle bağımsız yargının zayıflatıldığını, siyasi baskıların yargıya müdahale ettiğini ve Gülen hareketine yönelik yargılamaların bunun örneği olduğunu ifade etti. Zorla itiraflar, uzun tutukluluk süreleri, avukata erişimin engellenmesi ve kaçak durumdaki kişilere gıyabında verilen mahkûmiyet kararları gibi uygulamaların insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu bağlamda hem iç hukukunda hem de uygulamada ciddi reformlara ihtiyaç duyduğunu ima etti. |
|
Türkiye'de İnsan Hakları Savunucularını Gözaltına Almak İçin Terörle Mücadele Yasasının Kötüye Kullanılmasına İlişkin Özel Prosedürler Basın Açıklaması: Uzman Endişeleri |
İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü |
Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan, Barkin Timtik, Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Turan Canpolat |
— |
2025-01-16 |
— |
|
BM İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü Mary Lawlor, Türkiye’nin terörle mücadele yasalarını kötüye kullanarak dokuz önde gelen insan hakları savunucusu ve avukatı haksız yere tutuklamasını, adil olmayan yargılamalar sonucunda mahkûm etmesini ve uzun süreli hapis cezalarına çarptırmasını kınadı. Bu kişilerin çoğu, polis şiddeti ve siyasi baskı mağdurlarını savunmasıyla bilinen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesidir. Lawlor, Türkiye’nin terörle mücadele yasalarını barışçıl muhalefeti susturmak için kullanmasını ve uluslararası standartlara uymayan adaletsiz yargılamalar yapmasını eleştirdi. Ayrıca, 2016 yılından bu yana zorla alınan ifadeler temelinde tutuklu bulunan avukat Turan Canpolat’ın uzun süreli tecritte tutulmasını da kınadı. Türk yetkililerle daha önce yapılan yazışmalara rağmen, insan hakları savunucularının kriminalize edilmesine devam edildiğini belirten Lawlor, Türkiye’yi uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uymaya, adil yargılamaları sağlamaya ve tutukluların kötü muamele görmesini önlemeye çağırdı. Açıklama, yargı bağımsızlığı ve terörle mücadele kapsamında insan haklarının korunmasına yönelik endişeleri vurgulayan iki diğer BM Özel Raportörü tarafından da desteklendi. |
|
Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu Tarafından 26-30 Ağustos 2024 Tarihleri Arasında Gerçekleştirilen 100. Oturumda Benimsenen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Akın Öztürk
|
— |
2024-11-29 |
A/HRC/WGAD/2024/33 |
|
Birleşmiş Milletler Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu’nun 100. oturumunda (26-30 Ağustos 2024), Akin Öztürk’ün gözaltı sürecinin keyfi olduğu yönünde bir görüş benimsendi. Çalışma Grubu, Öztürk’ün hukuki dayanak olmaksızın tutuklandığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve siyasi ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Öztürk, 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle suçlanarak işkenceye uğramış, adil bir yargılama sürecinden mahrum bırakılmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Çalışma Grubu, Türkiye hükümetine Öztürk’ün derhal serbest bırakılmasını, tazminat ödenmesini ve sürecin bağımsız bir şekilde soruşturulmasını tavsiye etti. |
|
Türkiye'nin İkinci Periyodik Raporuna İlişkin Sonuç Gözlemleri |
İnsan Hakları Komitesi |
- |
— |
2024-11-07 |
CCPR/C/TUR/CO/2 |
|
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin, Türkiye'nin Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) kapsamındaki ikinci periyodik raporuna ilişkin Sonuç Gözlemleri, Türkiye'nin insan hakları uygulamalarındaki ilerlemeyi ve iyileştirilmesi gereken alanları özetlemektedir. Komite, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete yönelik yeni tedbirler gibi olumlu adımları kabul etmekle birlikte, yargı bağımsızlığı, terörle mücadele mevzuatının kötüye kullanılması, ifade ve örgütlenme özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar ve marjinal gruplara yönelik korumalar gibi konulardaki endişelerini dile getirmektedir. Belge, bu alanların geliştirilmesine yönelik özel tavsiyeler sunmakta ve Türkiye'nin ICCPR standartlarına uyumunu güçlendirmek için etkili uygulama mekanizmaları çağrısında bulunmaktadır. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol Kapsamında, 3592/2019 No’lu Başvuru İlgili Alınan Karar |
İnsan Hakları Komitesi |
G.B. |
— |
2024-11-07 |
CCPR/C/142/D/3592/2019 |
|
İnsan Hakları Komitesi, G.B. tarafından sunulan ve Türkiye'ye yönelik 3592/2019 numaralı başvuruyu inceledi. G.B., FETÖ ile bağları olduğu iddiasıyla memuriyetten çıkarıldığını, hak ihlallerine uğradığını ve etkili hukuk yollarına erişemediğini öne sürdü. Kendisi hakkında yakalama kararı çıkarılmış, hareket özgürlüğü kısıtlanmış ve yalnızlığa mahkûm edilmiştir. Türkiye, G.B.’nin yerel hukuk yollarını tüketmediğini savundu. Komite, G.B.’nin mevcut hukuki itiraz yollarını, özellikle OHAL Komisyonu, idare mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesi başvurularını tam anlamıyla kullanmadığını tespit etti. Bu nedenle, ICCPR’nin çeşitli maddeleri altındaki iddialarını yetersiz veya kabul edilemez buldu. Sonuç olarak, başvuru kabul edilemez ilan edildi. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol Kapsamında, 3668/2019 No’lu Başvuru İlgili Alınan Karar |
İnsan Hakları Komitesi |
E.A |
— |
2024-11-07 |
CCPR/C/142/D/3668/2019 |
|
İnsan Hakları Komitesi, Türkiye vatandaşı E.A. tarafından sunulan 3668/2019 numaralı iletişimi inceledi. E.A., Gülen hareketi (FETÖ) ile bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından keyfi gözaltı, insanlık dışı muamele ve adil yargılanma hakkının ihlali gibi iddialarda bulundu. Ayrıca, diyabet hastalığının cezaevinde ihmal edilmesi nedeniyle sağlığının kötüleştiğini belirtti. Türkiye, iç hukuk yollarının tüketilmediğini ve başvurunun kabul edilemez olduğunu savundu. Komite, E.A.'nın benzer gerekçelerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen davası nedeniyle, İhtiyari Protokol’ün 2 ve 5 (2) (a) maddeleri uyarınca başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verdi. Diğer iddialar, yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle reddedildi. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Gülen Hareketi ile Bağlantılı Kişilere Yönelik Sistematik Baskılar ve İnsan Hakları İhlalleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2024-10-07 |
AL TUR 5/2024 |
|
Terörizmle mücadele ederken insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin Özel Raportör'ün yetkileri, diğer BM Özel Prosedürleriyle birlikte, kitlesel tutuklamalar, zorla kaybetmeler, gözetim ve terörle mücadele yasalarının kötüye kullanılması gibi sistemik konuları ele almaktadır. Bu mekanizmalar, Türkiye'nin Gülen Hareketi ile bağlantılı bireylere yönelik iddia edilen baskısında örneklendiği gibi, keyfi gözaltılar, tutuklulara kötü muamele, ulusötesi iadeler ve ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar gibi insan hakları ihlallerine ilişkin endişeleri vurgulamaktadır. Yönergeler, uluslararası hukuk standartlarına, yargı sürecine ve mağdurlar için çözüm yollarına uyulmasını savunurken, Türkiye'yi terörle mücadele çabalarını insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu hale getirmeye çağırıyor. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol Kapsamında, 4275/2022 No’lu Başvuru İlgili Alınan Karar |
İnsan Hakları Komitesi |
S.N.K. - Y.T. |
— |
2024-09-23 |
CCPR/C/141/D/4275/2022 |
|
İnsan Hakları Komitesi, S.N.K. tarafından kendisi ve kaybolan kardeşi Y.T. adına sunulan 4275/2022 numaralı iletişimi inceledi. Gülen hareketi destekçisi Y.T., 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK'lar ile kamu görevinden ihraç edilmesinin ardından kayboldu. İddialar arasında zorla kaybetme, etkili soruşturma eksikliği ve Y.T.’nin akıbetinin belirlenememesi nedeniyle ailesine yapılan insanlık dışı muamele yer aldı. Türkiye, devam eden soruşturma ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) önceki kararını gerekçe göstererek davanın kabul edilemez olduğunu savundu. Komite, davayı İhtiyari Protokol’ün 5(2)(a) maddesi uyarınca AİHM tarafından incelenmiş olması nedeniyle kabul edilemez buldu. Ayrı bir görüşte, AİHM'nin zorla kaybetme ve Gülen hareketi destekçilerinin sistematik baskısı konularındaki gerekçelerinin yetersiz olduğu eleştirildi. |
|
Türkiye'nin Beşinci Periyodik Raporuna İlişkin Sonuç Gözlemleri |
İşkenceye Karşı Komite |
- |
— |
2024-08-14 |
CAT/C/TUR/CO/5 |
|
İşkenceye Karşı Komite'nin Türkiye'nin İşkenceye Karşı Sözleşme'ye uyumunu değerlendiren bir incelemesi olan belgede, işkencenin uluslararası standartlarla uyumlu net bir hukuki tanımı, tutuklular için daha güçlü güvenceler, insani cezaevi koşulları, hücre hapsine getirilen kısıtlamalar, insan hakları savunucuları için koruma ve iddia edilen ihlallere ilişkin bağımsız soruşturmalar yapılması ihtiyacı vurgulanıyor. Ayrıca, özellikle terörle mücadele ve sınır kontrolünde kolluk kuvvetlerinin güç kullanımında kısıtlama çağrısında bulunuyor ve siyasi müdahale olmaksızın insan haklarını korumak için bağımsız bir yargının savunuluyor. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol’ün 5 (4). Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Kararlar, Başvuru No. 3923/2021 ve 3924/2021 ile İlgili |
İnsan Hakları Komitesi |
İ.K. |
— |
2024-07-23 |
CCPR/C/141/D/3923/2021 |
|
İnsan Hakları Komitesi, 3923/2021 ve 3924/2021 numaralı iletişimleri, sırasıyla İ.K. ve E.T. tarafından Türkiye'ye karşı sunulan şikayetleri inceledi. Her iki başvurucu da, 2016 darbe girişimi sonrası yargı süreçlerinin adil olmadığını ve yargı bağımsızlığının ihlal edildiğini öne sürdü. İ.K., FETÖ üyeliği iddiasıyla mahkumiyetine yönelik adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia ederken, E.T., avukatlık yapmasının engellenmesine yol açan idari süreçlerin adil olmadığını belirtti. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) aynı konuların ele alındığını belirterek başvuruların kabul edilemez olduğunu savundu. Komite, her iki başvurunun da AİHM’de halihazırda incelenmekte olan konularla örtüştüğünü belirleyerek, İhtiyari Protokol’ün 5 (2) (a) maddesi uyarınca kabul edilemez olduğuna karar verdi. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol’ün 5 (4). Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Kararlar, Başvuru No. 3923/2021 ve 3924/2021 ile İlgili |
İnsan Hakları Komitesi |
E.T. |
— |
2024-07-23 |
CCPR/C/141/D/3924/2021 |
|
İnsan Hakları Komitesi, 3923/2021 ve 3924/2021 numaralı iletişimleri, sırasıyla İ.K. ve E.T. tarafından Türkiye'ye karşı sunulan şikayetleri inceledi. Her iki başvurucu da, 2016 darbe girişimi sonrası yargı süreçlerinin adil olmadığını ve yargı bağımsızlığının ihlal edildiğini öne sürdü. İ.K., FETÖ üyeliği iddiasıyla mahkumiyetine yönelik adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia ederken, E.T., avukatlık yapmasının engellenmesine yol açan idari süreçlerin adil olmadığını belirtti. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) aynı konuların ele alındığını belirterek başvuruların kabul edilemez olduğunu savundu. Komite, her iki başvurunun da AİHM’de halihazırda incelenmekte olan konularla örtüştüğünü belirleyerek, İhtiyari Protokol’ün 5 (2) (a) maddesi uyarınca kabul edilemez olduğuna karar verdi. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Diyarbakır'daki Avukatlar ve İnsan Hakları Savunucuları |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
2016'dan itibaren |
2024-06-21 |
AL TUR 3/2024 |
|
Diyarbakır'da avukatlar ve insan hakları savunucuları, terör iddiaları ile ilgili davalarda sistematik olarak yasal süreç garantilerinin sağlanmadığına dair endişelere ilişkin alınan bilgiler, tutuklamalar ve yargısal tacizle karşı karşıya kalmakta, mesleki faaliyetleri nedeniyle şu anda "silahlı/terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla yargılanan kişiler ve halen devam eden soruşturmalar devam etmektedir; Yürütme tarafından Yargıya müdahale eden ve bağımsızlığını ihlal eden eylemler bağlamında. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 27 Mart–5 Nisan 2023 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Doksan Altıncı Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Muhammet Şentürk |
— |
2023-04-04 |
A/HRC/WGAD/2023/29 |
|
BM Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, Gülen hareketiyle bağlantılı olmakla suçlanan Türk vatandaşı Muhammet Şentürk'ün tutukluluğunu keyfi ve uluslararası hukuka aykırı buldu. Türkiye'deki darbe girişiminin ardından 2016 yılında tutuklanan Şentürk, ByLock uygulamasını kullanmak, gösterilere katılmak ve Bank Asya'da hesap sahibi olmak gibi o dönemde barışçıl ve yasal kabul edilen faaliyetler gibi iddialarla mahkum edildi. Çalışma Grubu, zorlama tanık ifadelerine güvenme, temel kanıtlara erişim eksikliği ve adil olmayan yargılama uygulamaları dahil olmak üzere önemli usul ihlallerine dikkat çekti. Mahkeme, Şentürk'ün tutukluluğunun ifade özgürlüğü, adil yargılanma ve ayrımcılık yapmama haklarını ihlal ettiğine karar verdi. 2020'de serbest bırakılmasına rağmen, Çalışma Grubu, Türkiye'nin siyasi bağlantılarla bağlantılı ayrımcı gözaltı modelini vurgulayarak tazminat, bağımsız bir soruşturma ve benzer ihlalleri önlemek için reformlar önerdi. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 27 Mart–5 Nisan 2023 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Doksan Altıncı Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Ali Ünal |
— |
2023-03-27 |
A/HRC/WGAD/2023/3 |
|
İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, gazeteci ve yazar Ali Ünal'ın Türkiye tarafından gözaltına alınmasının uluslararası hukuka göre keyfi olduğuna ve özgürlük, adil yargılanma ve ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiğine karar verdi. 2016 yılında Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilere yönelik bir baskı sırasında tutuklanan Ünal, gazetecilik faaliyetleri ve dernekleri gerekçe gösterilerek, suç veya şiddet eylemlerine karıştığına dair hiçbir kanıt olmaksızın 19,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çalışma Grubu, usule ilişkin kusurlara, yargı bağımsızlığının olmamasına, ayrımcı muameleye ve yetersiz yasal güvencelere dikkat çekmiştir. Ünal'ın derhal serbest bırakılması, tazminat ödenmesi ve hak ihlalleri için hesap vermesi çağrısında bulundu. Dava, Türkiye'de Gülen Hareketi sempatizanı olarak algılananlara yönelik daha geniş bir baskı modelini yansıtıyor. |
|
Komite Tarafından Sözleşme'nin 22. Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Karar, Başvuru No. 1081/2021 ile İlgili |
İşkenceye Karşı Komite |
X, Y |
— |
2023-01-19 |
CAT/C/75/D/1081/2021 |
|
Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite, İsviçre aleyhine, Türkiye vatandaşı X ve Y tarafından yapılan bir şikâyeti inceledi. Gülen hareketiyle bağlantılı olan çift, Kosova’ya sınır dışı edilmelerinin kendilerini Türkiye’ye kaçırılma ve işkence riskine maruz bırakacağını iddia etti. İsviçre makamları, Kosova’yı güvenli bir ülke olarak değerlendirdi ve ailenin Türkiye’ye iade edilmeyeceği yönünde Kosova’dan garanti aldıklarını belirtti. Ancak X ve Y, Türkiye’nin Kosova’daki etkisini ve Gülen mensuplarının geçmişte kaçırıldığını vurguladı. Komite, başvuranların kişisel risklerini kanıtlayacak yeterli delil bulunmadığına karar vererek Kosova’nın güvenli üçüncü ülke statüsünü onayladı. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol’ün 5 (4). Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Görüşler, Başvuru No. 3730/2020 ile İlgili |
İnsan Hakları Komitesi |
Gökhan Açıkollu Adına Eşi Mümin Açıkollu |
— |
2022-10-25 |
CCPR/C/136/D/3730/2020 |
|
Bu belge, BM İnsan Hakları Komitesi’nin İhtiyari Protokol’ün 5(4). Maddesi uyarınca Mümüne Açikkollu ve vefat eden eşi Gökhan Açikkollu hakkındaki kararını ele almaktadır. Gökhan Açikkollu, 2016 darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL sırasında Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklanan ve işkence gören bir öğretmendi. Mevcut sağlık sorunlarına rağmen gözaltında işkenceye uğramış ve kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiştir. Komite, Türkiye’nin Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin (ICCPR) 6, 7 ve 9. Maddelerini ihlal ettiğine karar vermiştir. Kararda, yaşam hakkının ihlali, işkenceye karşı koruma eksikliği ve keyfi gözaltı suçlamaları yer almıştır. Komite, bağımsız bir soruşturma yürütülmesini, sorumluların hesap vermesini, aileye tazminat verilmesini ve benzer ihlallerin önlenmesi için tedbirler alınmasını tavsiye etmiştir.
|
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol’ün 5 (4). Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Görüşler, Başvuru No. 3736/2020 ile İlgili |
İnsan Hakları Komitesi |
Mukadder Alakuş |
— |
2022-07-26 |
CCPR/C/135/D/3736/2020 |
|
Belge, BM İnsan Hakları Komitesi'nin İhtiyari Protokol'ün 5(4) Maddesi uyarınca Mukadder Alakuş hakkındaki kararını ele almaktadır. Türkiye'de tutuklu bulunan Alakuş, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) kapsamındaki haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş; kötü cezaevi koşulları, yetersiz tıbbi bakım, keyfi tutuklama ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür. Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddialarıyla suçlanmıştır. Komite, ICCPR'nin 9, 10, 14 ve 15. maddelerinin ihlal edildiğine karar vererek, Alakuş’un serbest bırakılmasını, uygun bir tazminat verilmesini ve benzer ihlallerin önlenmesi için önlemler alınmasını önermiştir. |
|
Türkiye Tarafından Sözleşme'nin 19. Maddesi Uyarınca Basitleştirilmiş Raporlama Usulüne Göre Hazırlanan ve 2020'de Sunulması Gereken Beşinci Periyodik Rapor |
İşkenceye Karşı Komite |
- |
— |
2022-04-04 |
CAT/C/TUR/5 |
|
Rapor, Türkiye'nin BM İşkenceye Karşı Sözleşme kapsamında sunduğu beşinci periyodik rapordur ve işkence ile kötü muamelenin önlenmesine yönelik alınan tedbirleri ele almaktadır. Uluslararası insan hakları standartlarının benimsenmesi ve gözaltı koşullarındaki iyileştirmeler gibi hukuki, idari ve kurumsal reformlara değinilmektedir. Türkiye, işkenceye karşı "sıfır tolerans" politikasını vurgulamakta; gözaltına alınanlar için sağlanan prosedürel güvenceler, kolluk kuvvetlerine verilen eğitimler ve kötü muamele iddialarını izleme mekanizmalarını detaylandırmaktadır. Uluslararası yükümlülüklere uygunluğu göstermek için belirli vakalar, hapishane iyileştirmeleri ve yasal düzenlemeler ele alınmıştır. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 30 Mart–8 Nisan 2022 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Doksan Üçüncü Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Alettin Duman ve Tamer Tibik |
— |
2022-03-30 |
A/HRC/WGAD/2022/8 |
|
İnsan Hakları Konseyi Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, Türk vatandaşları Alettin Duman ve Tamer Tibik'in gözaltına alınmasının keyfi olduğuna ve Malezya makamları tarafından yargı süreci olmaksızın kaçırılmalarına ve işkence, adil olmayan yargılama ve Hizmet/Gülen hareketiyle bağlantılı ağır suçlamalara dayalı olarak hapis cezasına çarptırılmalarına maruz kaldıkları Türkiye'ye zorla nakledilmelerini içerdiğine karar verdi. Her iki hükümet de keyfi gözaltı, işkence ve ayrımcılığa karşı korumalar da dahil olmak üzere uluslararası insan hakları yasalarını ihlal etti ve derhal serbest bırakılmaları, tazminat ve sorumluların hesap verebilirliği çağrılarına yol açtı. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Ayşe Özdoğan |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Ayşe Özdoğan |
8 Nisan 2019'dan itibaren |
2021-12-06 |
UA TUR 13/2021 |
|
Ciddi sağlık durumunda (Kanser evre 4) olan Sayın Ayşe Özdoğa'nın terör örgütü üyeliği suçlamasıyla keyfi olarak tutuklandığı ve gözaltına alındığı iddiasına ilişkin bilgi edinir ve Ekselanslarının Hükümetini, insani gerekçelerle derhal serbest bırakılması için şiddetle çağırırız. Bu kişi, Türk Hükümeti tarafından "terörist" olarak kabul edilen ve FETÖ ("Fethullahçı Terör Örgütü"nün Türkçe kısaltması) olarak adlandırılan sözde "Gülen" veya "Gülenci" hareketin üyesi olmakla suçlanıyor. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Ebru Timtik ve diğerleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı, Şükriye Erden, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan, Günay Dağ, Osman Kavala, Eren Keskin, Mehmet Tuncel, Abuzer Yavas, Vetha Aydin, Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu, Fevzi Kayacan, Turan Canpolat, Feti Ün, Talip Nayir |
Mart 2020'den itibaren |
2021-05-20 |
AL TUR 9/2021 |
|
İnsan haklarının teşviki ve savunulması ile bağlantılı olarak keyfi olarak gözaltına alındığı ve 10 yıl veya daha fazla hapis cezasına çarptırıldığı iddia edilen veya 10 yıl veya daha fazla hapis cezasına çarptırılma riski taşıyan insan hakları savunucularının davalarına ilişkin alınan bilgiler. |
|
Kanada Avukat Hakları İzleme Kuruluşu, Avukatlar için Avukatlar ve Özel Danışma Statüsündeki Sivil Toplum Kuruluşları Tarafından Sunulan Ortak Yazılı Bildiri |
Sivil Toplum Kuruluşu (STK) |
- |
— |
2021-02-24 |
A/HRC/46/NGO/56 |
|
Belge, Kanada Avukat Hakları İzleme Kuruluşu ve Avukatlar için Avukatlar tarafından ortaklaşa sunulmuş olup, 2016’daki darbe girişiminden bu yana Türkiye’de hukukun üstünlüğünün çöküşünü ve insan hakları savunucularının, özellikle avukatların maruz kaldığı baskıları vurgulamaktadır. Keyfi görevden almalar, tutuklamalar ve belirsiz terörle mücadele yasaları kapsamında yargılamalar sonucunda 450’den fazla avukat hapse mahkûm edilmiştir. STK’lar, tutuklu hukukçuların serbest bırakılması, yargı bağımsızlığının sağlanması ve uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uyulması çağrısında bulunuyor. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 23–27 Kasım 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Dokuzuncu Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Osman Karaca
|
— |
2020-11-26 |
A/HRC/WGAD/2020/84 |
|
AMT Group'un Genel Müdürü, silahlı terör örgütüne liderlik etmekle suçlanarak arama emri olmadan tutuklandı. Kaynak, Türk makamları adına hareket eden Kamboçya terörle mücadele polisi tarafından tutuklandığını iddia ediyor; Kamboçya'daki gizli bir gözaltı tesisinde tecrit altında tutuldu; tutuklama veya avukata erişim için bir neden sağlanmadı; yasadışı yollardan Türkiye'ye nakledildi ve birkaç gün sonra ülkede hapsedildi. Türkiye Hükümeti, Fethullah terör örgütünün 2016 yılındaki darbe girişimine yanıt olarak, demokrasiyi yeniden tesis etmek ve Türk halkının haklarını korumak için önlemler alındığını iddia ediyor; Bu önlemler iç ve dış hukuka uygundur. Kamboçya ile ilgili olarak, Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 6, 7, 8, 9, 10, 11 (1) ve 13 (1)–(2) maddelerine ve 2 (1) ve (3) maddelerine aykırı bulmuştur; 9 (1), (2) ve (4); 12 (1) ve (2); 13; 14 (1) ve (3) (b) ve (d); 16; ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin I, III ve V kategorilerine giren 26. Türkiye ile ilgili olarak, Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 6, 7, 8, 9, 10, 11 (1) ve 13 (1) ve (2) maddelerine ve 2 (1) ve (3) maddelerine aykırı bulmaktadır; 9 (1), (2), (3) ve (4); 12 (1) ve (2); 14 (1) ve (3) (b) ve (d); 16; ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 26'sı, Kategori I, III ve V'e girmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 23–27 Kasım 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Dokuzuncu Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Ahmet Dincer Sakaoglu
|
— |
2020-11-24 |
A/HRC/WGAD/2020/67 |
|
Türk Hava Kuvvetleri Akademisi'nde üst düzey bir öğrenci gözaltına alındı. Kaynağa göre, gözaltına alınan kişi, "terör saldırısı" nedeniyle komutanları tarafından Akademi'den götürüldü; komutanlar, gözaltına alınan kişiyi ve diğer askeri öğrencileri İstanbul'un bir ilçesinde güvenliği sağlamak için görevlendirdi; komutanlar cep telefonlarının kullanılmasını yasakladı; gözaltına alınan kişi ve meslektaşları otobüsle Gayrettepe polis karakoluna götürüldü ve dört gün boyunca burada tutuldu; neden gözaltına alındıkları kendilerine bildirilmedi ve hukuki yardım almadılar; gözaltına alınan kişi hakarete uğradı, dövüldü ve eşyalarına el konuldu; yiyecek ve sudan mahrum bırakıldı; düzinelerce öğrenci çok küçük ve sağlıksız bir polis hücresine tıkıldı; gözaltına alınan kişi bir sağlık muayenesine götürüldü ancak doktor, polis memurlarının gözetimi altında çalıştığı için korkmuştu; gözaltına alınan kişiye suçu komutanlarına yüklemesi yönünde baskı yapıldı, ancak olaylar veya gözaltı nedenleri hakkında bilgi sahibi değildi; gözaltına alınan kişi sulh ceza hâkimliğine ifade vermek üzere götürüldü; son anda deneyimsiz bir avukat atandı; avukat, sorgu başlamadan önce müvekkiliyle görüşme fırsatı olmadığı için gözaltındaki kişiyi savunamadı; gözaltı yeni bir gerekçe gösterilmeden uzatıldı ve somut ya da dolaylı bir delil sunulmadı; gözaltından yedi ay sonra bir iddianame hazırlandı; yargılamanın ilk duruşması dokuz ay sonra yapıldı; hiçbir askeri öğrenci savunmalarını hazırlamaları için gerekli imkânlara sahip olmadı ve avukatlarıyla haftada sadece bir kez görüşebildiler; tüm tanıklar ve diğer sanıklar askeri öğrenciler lehine ifade verdi; deliller, gözaltındaki kişinin lehine bir kararla sonuçlanması gerekirken, kendisi ve diğer askeri öğrenciler müebbet hapis cezasına çarptırıldı; gözaltına alınan kişi Anayasal düzeni ihlal etmek suçundan müebbet hapis cezasına mahkûm edildi; Türk Hava Kuvvetleri Akademisi'ndeki tüm askeri öğrenciler, tüm askeri okullardaki askeri öğrencilerin yüzde 95'inin Fethullahçı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla ihraç edildi; ancak gözaltına alınan kişi bu örgüte üye olmakla suçlanıp mahkûm edilmediği için haksız bir şekilde Akademi'den ihraç edildi; askeri öğrenciler davanın başından itibaren suçlu olarak görüldü; olağanüstü hâl ilan edildikten sonra mahkeme üyelerinin çoğu değiştirildi ve önceden düzenlenmiş davalar mümkün oldu; gözaltına alınan kişinin iki yıl boyunca mektuplaşma hakkı uygulanmadı; 2017'de bir denetim yapmak üzere gönderilen araştırma komisyonuna gözaltı koşullarını anlatamadı, çünkü kendisine işkence yapan ve kötü muamelede bulunan yöneticiler tarafından izleniyordu; kamuoyunda askeri öğrencilerin Fethullahçı terör örgütünün bir parçası olduğu algısı vardı, bu nedenle erlerin aksine başından itibaren suçlu kabul edildiler; mahkeme başkanının Yargıtay’a atanması, kaynağa göre, verdiği karardan ötürü ödüllendirildiğini gösteriyor; mahkeme, gözaltına alınan kişinin lehine olan delilleri yargılamadan dışladı.
Hükümet, Fethullahçı terör örgütü tarafından Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe girişiminden sonra demokrasiyi yeniden tesis etmek ve Türk vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini korumak için örgüt üyelerinin temizlenmesi gerektiğini iddia etmektedir; darbe girişiminin hemen ardından olağanüstü hâl ilan edilmiş ve olağanüstü hâl süresince Türkiye'nin insan hakları yükümlülüklerine uygun hareket ettiği belirtilmiştir; Türkiye’de etkili iç hukuk yollarının bulunduğu ve bireysel başvuruların Anayasa Mahkemesi’ne yapılabileceği vurgulanmıştır; olağanüstü hâl süresince çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere ilişkin başvuruları almak üzere Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuştur; Komisyon kararlarına karşı başvuru yolları mevcuttur ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Komisyonu bir iç hukuk yolu olarak tanımaktadır; darbe girişiminden önce dahi, Fethullahçı terör örgütünün politikacıları ve bürokratları şantajla baskı altına aldığı, kamu sınavlarında hile yaparak üyelerini devlet kadrolarına yerleştirdiği, sosyal mühendislik, manipülasyon ve beyin yıkama uyguladığı ve muhaliflerine karşı uydurma hikâyelerle yargı süreçleri başlattığı bilinmektedir; Hükümet, örgütün insan hakları ihlalleri mağduru olarak kendini sunarak suçlarını gizlemeye çalıştığını iddia etmektedir; örgütün Türkiye’de yüzlerce masum Türk vatandaşını soğukkanlılıkla öldürmek de dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlallerine neden olduğu ifade edilmiştir; Hükümet, insan haklarını ve özgürlükleri genişletmeye ve uluslararası örgütlerle uzun süredir devam eden iş birliğini sürdürmeye devam edeceğini teyit etmektedir; darbe girişimi gecesi gözaltına alınan kişinin, medya aracılığıyla Türk halkını manipüle etme amacıyla Fethullahçı terör örgütü üyesi askeri komutanlar tarafından uydu televizyon sağlayıcısını ele geçirme girişimine katıldığı belirtilmiştir; kişinin suçun ağırlığı ve kaçma riski nedeniyle gözaltına alındığı; her iki sorguda da gözaltındaki kişinin avukatının yanında olduğu ifade edilmiştir; gözaltına alınan kişi, komutanlarının açıkça suç teşkil eden faaliyetlerine defalarca tanıklık etmiş ve yine de onların emirlerini yerine getirmiştir; kaynağın, gözaltındaki kişinin üstlerinin emirlerini takip ettiği için eylemlerinin suç sayılmaması gerektiği iddiası, bu tür bir savunmanın cezadan kurtulmak için yeterli olmadığı yönündeki iyi bilinen bir hukuk ilkesi nedeniyle kabul edilmemiştir; Hükümet, gözaltındaki kişiyle ilgili hukuki sürecin henüz tamamlanmadığını ve davasının şu anda Yargıtay’da olduğunu vurgulamaktadır; gözaltındaki kişi veya avukatı kötü muamele iddiasını gündeme getirmemiştir; Hükümet, Türk mahkemelerinin tarafsızlığının iddiasını reddetmektedir. Çalışma Grubu, Hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1, 2, 3, 8, 9, 10 ve 11. maddeleri ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2 (3), 9, 14, 26. maddelerini ihlal etmekle suçlamakta ve olayın I, III ve V kategorilerine girdiğini belirtmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 23–27 Kasım 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Dokuzuncu Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Levent Kart
|
— |
2020-11-24 |
A/HRC/WGAD/2020/66 |
|
Türkiye vatandaşı, herhangi bir tutuklama emri olmaksızın gözaltına alındı, “Fethullah terör örgütü” üyesi olmakla suçlandı ve altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Kaynağa göre, gözaltına alınan kişinin dijital cihazlarına el konuldu; gözaltı süresince İstanbul Adalet Sarayı’ndaki bir nezarethane odasında yetersiz koşullarda tutuldu; yeraltında yedinci katta, yirmiden fazla kişiyle birlikte küçük bir odada kaldı; oturacak veya uzanacak yer olmadığı gibi yeterli yiyecek sağlanmadı ve on beş gün boyunca banyo yapma veya tıraş olma imkânı bulamadı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmasına karar verilen kişi, Silivri L Tipi Kapalı Cezaevi’ne nakledildi.
Kaynağa göre, gözaltına alınan kişi Fethullah terör örgütü üyesi olmakla suçlandı çünkü Fatih Üniversitesi’nde akademik kadroda görev yapıyordu, özellikle Tıp Fakültesi Dekanı olarak görev yapıyordu, ByLock uygulamasını kullandı ve Bank Asya’da bir banka hesabı vardı. Dava sonucunda, altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı ve bu karar İstinaf Mahkemesi tarafından onaylandı. Gözaltına alınan kişinin laptopunda ve tabletlerinde 2015 yılına ait Fethullah Gülen ile ilgili WhatsApp mesajları ve örgüte dair bilgiler bulunduğu bildirildi; Zaman gazetesi, Bank Asya ve Sızıntı dergisi gibi uygulamaların yanı sıra KakaoTalk ve ByLock gibi uygulamalar tabletlerinde mevcuttu.
Sunum sırasında, gözaltına alınan kişinin yedi kişilik bir koğuşta kırk diğer kişiyle birlikte tutulduğu belirtildi; haftada kırk dakikalık bir telefon görüşmesi ve temassız ziyaret hakkı tanındı, ayrıca ayda bir kez kontrollü olarak temaslı ziyaret yapmasına izin verildi. Kaynağa göre, gözaltına alınan kişinin Fethullah terör örgütü ile hiçbir bağlantısı yoktu ve suçlamalar mesleğine dayandırılmıştı. Fatih Üniversitesi’nde çalışma teklifini üniversitenin itibarı nedeniyle kabul ettiğini, ancak örgütün herhangi bir faaliyetlerine katılmadığını belirtti. ByLock uygulamasını indirmediğini veya kullanmadığını ve bu durumu kanıtlayan iki resmi rapor bulunduğunu ifade etti. Yargıtay, ByLock uygulamasında içerik bulunmadığı sürece bir kişinin örgüt üyesi olmakla suçlanamayacağına karar vermiştir; ancak gözaltındaki kişinin tutuklanma nedenlerinden biri ByLock kullanıcı listesinde bulunmasıdır.
Polis sorgusu sırasında, iki farklı telefona ByLock uygulamasını indirdiği iddia edildi, ancak resmi raporlara göre sadece bir tane vardı. ByLock uygulaması, Google Play uygulama mağazasından indirildiği için kasıtlı olarak indirilmediği belirtilmektedir. Ayrıca, uygulamanın yalnızca terör örgütü üyeleri tarafından indirilebileceği doğru değildir. Gözaltına alınan kişinin bilgisayarı bir hediyeydi ve bazı iş arkadaşları tarafından kullanılmış olabileceği belirtilmiştir. Yalnızca 2015 yılına ait videolar bulunmuş, bu nedenle bu videoların düzenli olarak izlenmesi mümkün değildir. WhatsApp üzerinden Fethullah Gülen’in adının geçtiği mesajlar başka kişiler tarafından gönderilmiş ve kişinin Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği’ne ait bir meslektaşlar grubunda alınmıştır. Bu grup, profesyonel mesajlar paylaşmış ve gözaltındaki kişi tartışmalı mesajları bilmediğini, göndermediğini veya paylaşmadığını ifade etmiştir.
Dava sürecinde, gözaltındaki kişinin ByLock kullanıcısı olmadığını gösteren bilirkişi raporu mahkeme tarafından dikkate alınmamıştır. Yargılamada Yargıtay’ın daha önce suç delili olarak kabul edilmemesi gerektiğine karar verdiği bulgular, örgüt üyeliği suçlamasında kanıt olarak kullanılmıştır. Üniversitede çalışmanın suç teşkil etmemesi gerektiği belirtilmiştir. Gözaltındaki kişi, özgürlüğünden yoksun bırakıldığı süreden bu yana depresyon geçirmektedir. Hükümetin yanıtının ardından, Yargıtay kararı bozmuş ve davayı yerel mahkemeye geri göndermiştir; yerel mahkeme otuz üç aylık tutukluluk süresini yeterli görmüş ve aynı gün tutukluluğu sona erdirmiştir. Devam eden süreçte, kişi örgüt üyeliğinden suçlu bulunmuştur; temyiz Yargıtay’da beklemektedir.
Hükümet, Temmuz 2016’daki Fethullah terör örgütü darbe girişiminden sonra demokrasiyi yeniden tesis etmek ve Türk vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini korumak için örgüt üyelerinin temizlenmesi gerektiğini iddia etmektedir. Darbe girişiminden hemen sonra olağanüstü hâl ilan edilmiş ve olağanüstü hâl süresince Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine uygun hareket ettiği belirtilmiştir. Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu gibi iç hukuk yollarının mevcut olduğu, kararlarına karşı başvuru yollarının bulunduğu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir iç hukuk yolu olarak tanındığı vurgulanmıştır. Hükümet, insan haklarını genişletmeye ve uluslararası örgütlerle iş birliğini sürdürmeye devam edeceğini teyit etmiştir. Çalışma Grubu, Hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2, 3, 8, 9, 10 ve 19. maddeleri ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 9, 10 (1), 14, 19 ve 26. maddelerini ihlal etmekle suçlamakta ve olayın I, II, III ve V kategorilerine girdiğini belirtmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 23–27 Kasım 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Dokuzuncu Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Nermin Yasar
|
— |
2020-11-23 |
A/HRC/WGAD/2020/74 |
|
Türk vatandaşı, herhangi bir tutuklama kararı olmaksızın gözaltına alındı, “Fethullah terör örgütü” üyesi olmak, ByLock mobil uygulamasını yüklemek ve kullanmak ve Empati Kadın ve İş Derneği adlı bir derneği kurmakla suçlandı ve yedi buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kaynağa göre, Manisa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından evinde gözaltına alınan kişiye polisler, evini aramak için bir emirlerinin olduğunu söyledi; gözaltı sırasında yalnızca arama kararı gösterildi, ancak bir tutuklama kararı gösterilmedi; kendisine sadece “Fethullah terör örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” ile bağlantılı olarak tutuklandığı söylendi; gözaltına alınan kişi, daha sonra Manisa Polis Karakolu Terörle Mücadele Şubesi’ne nakledildi.
Gözaltında, otuz üç diğer kadınla birlikte küçük ve sağlıksız bir hücrede tutuldu; ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmedi; ağır uyku yoksunluğuna maruz bırakıldı; yirmi gün boyunca gözaltında tutuldu ve bu süre zarfında yalnızca bir kez duş almasına izin verildi; temiz içme suyu sağlanmadı. Resmi sorgusu öncesinde avukatıyla görüşmesine izin verilmiş olsa da, konuşmaları kaydedildi ve kayda alındı; sonraki görüşmelerde de benzer kısıtlamalar uygulandı; avukatı ziyaretlerden önce tam vücut aramasına tabi tutuldu ve herhangi bir yasal belge getirmesi veya müvekkiline bir şey bırakması engellendi.
İlk sorgusunda, ByLock mobil uygulamasını kullanmak ve Hizmet hareketine destek vermekle suçlandığını öğrendi; bir hâkim karşısına çıkarıldı ve tutuklandı; iddia edilen suçlara ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı iddia edildi; hâkimin, kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutukluluğunun devam etmesine karar verdiği ifade edildi. Gözaltında, yirmi beşten fazla kişiyle aşırı kalabalık bir hücrede tutulduğu ve ciddi bir hastalığının sürekli tedavi gerektirdiği ancak bu tedaviye erişim sağlanmadığı belirtildi. İki aylık gözaltı sürecinden sonra ailesiyle görüşmesine izin verildi ve ailesini her iki ayda bir görebiliyor; haftalık telefon görüşmelerine izin veriliyor; tahliye ve adli kontrol talepleri reddedildi.
On ay sonra, ByLock mobil uygulamasını yüklemek ve kullanmak ve Empati Kadın ve İş Derneği’ni kurmak suçlamalarıyla bir iddianame hazırlandı. İlk duruşmada ByLock uygulamasını kullanıp kullanmadığı soruldu, ancak kullanmadığını ifade etti; tanıklar, kişinin Hizmet hareketine bağlı sosyal etkinliklere katıldığını bildirdi; hâkim tutukluluğun devamına karar verdi. Aleyhine sunulan deliller, Türk istihbarat servisi tarafından gönderilen ve "ByLock kullanıcıları" listesini içeren bir tabloya dayanıyordu ve bu listede adının bulunması, suçlu bulunması için yeterli görüldü.
Gözaltına alınan kişi, tüm suçlamalardan suçlu bulunarak yedi buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı; İzmir 2. Bölge İstinaf Mahkemesi kararı duruşma yapılmadan onayladı; davası şu anda Yargıtay’da beklemededir; Manisa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde hapsedilmektedir. Kaynağa göre, kişinin mahkûmiyeti herhangi bir terörist eylemle ilgili değil, Hizmet hareketine verdiği destekle ilgilidir; başka bir nedenin ise sosyal geçmişi olduğu ve Hizmet destekçisi olarak damgalanan muhalif bireylere karşı sistematik bir ayrımcılık uygulandığı iddia edilmektedir. Kaynak, Hizmet hareketini desteklediği için 150.000’den fazla kişinin tutuklandığını hatırlatmaktadır; kişinin, darbe öncesinde yasal olarak kurulmuş bir derneğe üyelik suçlamasının “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesiyle çeliştiğini savunmaktadır; sosyal etkinliklere katılmak ve bir mobil uygulama kullanmak gibi eylemler kanunen suç olarak tanımlanmamıştır. Sağlık sorunları nedeniyle, kişinin hapis cezasının ev hapsine çevrilebileceği belirtilmiştir.
Hükümet, Temmuz 2016’daki Fethullah terör örgütü darbe girişiminden sonra demokrasiyi yeniden tesis etmek ve Türk vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini korumak için örgüt üyelerinin temizlenmesi gerektiğini iddia etmektedir; olağanüstü hâl ilan edilmiş ve bu süre zarfında Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine uygun hareket ettiği belirtilmiştir. Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu gibi iç hukuk yollarının mevcut olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir iç hukuk yolu olarak tanındığı vurgulanmıştır. Hükümet, insan haklarını genişletmeye ve uluslararası örgütlerle iş birliğini sürdürmeye devam edeceğini teyit etmiştir. Çalışma Grubu, Hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2, 3, 5, 7, 8, 9, 10, 11 (1), 19, 20 (1), 21 (1) ve 25. maddeleri ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2 (1) ve (3), 7, 9 (1), (2), (3) ve (4), 10 (1), 14 (1) ve (3) (b), (d) ve (g), 19 (1) ve (2), 22 (1), 25 (a) ve 26. maddelerini ihlal etmekle suçlamakta ve olayın I, II, III ve V kategorilerine girdiğini belirtmektedir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Reyhan Akcan ve diğerleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Reyhan Akcan, Nurullah Albayrak, Ahmet Altundag, Fahri Atmaca, Beyza Ayar, Nurhan Erdal Bahadır, Ilker Bakkal, Esra Balci, Hayrullah Beyter, Yakup Bulut, Hakan Cankurtaran, Harun Cankurtaran, Kuddüsü Cankurtaran, Taha Furkan Cetinkaya, Hanife Çiftçi, Yunus Dursun, Mustafa Gazioğlu, Derya Gül, Mumin Heybet, Demet İkinci, Dagistan Kibar, Nurdan Kibar, Muhammet Koşar, Cihan Mete, Kaya Musa, Ümit Nazik, Hadice Ogut, Ibrahim Oguz, Mustafa Özel, Veysel Öztürk, Suleyman Seydi, Ayse Taş Şeyma, Sultani Temel, Tevrat Tezin, Ayşe Topçu, Erdinç Tutu, Yahya Uludag, Ali Ünal, Fatma Urunga, Elif Uzun, Selda Devrim Yildrim, Mehmet Yilmaz, Nasih Yilmaz. |
Mart 2016 - Haziran 2019 |
2020-11-10 |
AL TUR 20/2020 |
|
2016 yılındaki darbe girişiminin ardından 43 Türk vatandaşının tutuklanması, gözaltına alınması veya yargılanmasına ilişkin alınan bilgiler. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - 48 Avukat, 7 Stajyer Avukat, İhraç Edilen 4 hakim ve Bir Hukuk Mezunu |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
11 Eylül 2020'den itibaren |
2020-10-14 |
AL TUR 18/2020 |
|
48 avukat, 7 stajyer avukat, ihraç edilen 4 hakim ve bir hukuk mezununun "terör örgütü üyesi" oldukları iddiasıyla tutuklanarak gözaltına alındığına dair bilgi alındı. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Anayasa Değişiklikleri ve Yargı Bağımsızlığı |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
Nisan 2017'den itibaren |
2020-09-14 |
OL TUR 15/2020 |
|
6771 sayılı Kanun ile getirilen Anayasa'nın 159. maddesinde yapılan değişikliklerin yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı üzerinde yarattığı olumsuz etkilere ilişkin bilgi alınmıştır. |
|
Türkiye'deki Zorla veya İstemsiz Kaybetmelere İlişkin Tavsiyelerin Takibi |
Zorla ya da İstem Dışı Kaybolmalara Karşı Çalışma Grubu |
- |
2016 Darbe Girişimi Sonrası |
2020-08-28 |
A/HRC/45/13/Add.4 |
|
Bu belge, Çalışma Grubu'nun Türkiye'deki zorla kaybetmelere ilişkin tavsiyelerine ilişkin takip edici bilgiler sunmaktadır. Raporda, özellikle Gülen hareketi ve 2016 darbe girişiminin ardından alınan terörle mücadele tedbirleri ile ilgili olarak mevzuat değişiklikleri, insan haklarının korunması ve zorla kaybetmelerin durumuna ilişkin gözlemler yer alıyor. Raporda ayrıca Türkiye'nin güvenlik politikalarının sivil özgürlükler üzerindeki etkisine de değiniliyor. |
|
14-18 Mart 2016 Tarihlerinde Türkiye'ye Gerçekleştirilen Ziyarete İlişkin Zorla veya İstemsiz Kaybolmalar Çalışma Grubu Tarafından Hazırlanan Raporun Tavsiyelerine İlişkin Takip: Türkiye Hükümeti'nin Görüşleri |
Zorla ya da İstem Dışı Kaybolmalara Karşı Çalışma Grubu |
- |
— |
2020-08-28 |
A/HRC/45/13/Add.7 |
|
Türkiye Hükümeti, Zorla veya İstemsiz Kaybolmalar Çalışma Grubu'nun Mart 2016’da Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin takip raporuyla ilgili görüşlerini sunmuştur. Hükümet, Çalışma Grubu’nun 2016 darbe girişimi ve Olağanüstü Hâl kapsamında alınan önlemler gibi olaylarla ilgili iddiaları rapora dahil ederek yetkisini aştığını belirtmiştir. Ayrıca, FETÖ ile bağlantılı STK’ların rapora yaptığı katkıların yanıltıcı olduğunu ve uluslararası kamuoyunu manipüle etmeyi amaçladığını savunmuştur. Türkiye, aldığı tüm önlemlerin uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu olduğunu vurgulamış ve FETÖ üyelerinin dayanaksız iddialarla BM mekanizmalarını kötüye kullanmasına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etmiştir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 24–28 Ağustos 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Sekizinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Arif Komis
Ülkü Komiş
four minors
|
— |
2020-08-26 |
A/HRC/WGAD/2020/51 |
|
Malezya'da ikamet eden Türk vatandaşlarının aileleri (iki ebeveyn ve dört küçük çocuk) tutuklandı ve zorla Türkiye'ye nakledildi ve burada bir tutuklu bilinmeyen suçlamalarla tutuklu olarak tutuldu. Gözaltına alınanlar, bir polis baskını sırasında tutuklandıklarını ve derhal Türkiye'ye sınır dışı edileceklerinin söylendiğini iddia ediyor; karara yargı mercii önünde itiraz etme fırsatı olmaksızın zorla Türkiye'ye getirildi; Malezya hükümetinin UNHCR veya diğer kuruluşların müdahale etmesini engellemesi; baba işkence gördü; Ve baba, resmi bir iddianame olmaksızın mahkeme öncesi tutuklu kalmaya devam ediyor. Malezya Hükümeti, ailenin Türk pasaportlarının iptal edilmesinin ardından sınır dışı edildiğini ve yasal olarak sınır dışı etme emri çıkarıldığını ve menşe ülkelerine geri gönderilme tehlikesi yaşadıklarına dair hiçbir kanıt bulunmadığını iddia ediyor. Türkiye Hükümeti, tutuklunun yetkili mahkemelerin kararlarına uygun olarak alıkonulduğunu iddia eder; terör örgütü üyeliğinden hem yakalama hem de iddianame düzenlendi; tutuklunun düzenli tıbbi muayeneleri vardır; ve tutuklunun bir avukata erişimi vardır. Çalışma Grubu, Malezya hükümetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin I, II, III ve V. kategorilerine giren 3, 6, 8, 9 ve 10. maddelerini ihlal ettiğini tespit etmiştir. Çalışma Grubu ayrıca, Türkiye hükümetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3, 6, 8, 9, 10 ve 19. maddelerini ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, II, III ve V. kategorilerine giren 2. ve (3), 9, 14, 19. ve 26. maddelerini ihlal ettiğini tespit etmiştir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 24–28 Ağustos 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Sekizinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Kahraman Demirez, Mustafa Erdem, Hasan Hüseyin Günakan, Yusuf Karabina, Osman Karakaya ve Cihan Özkan |
— |
2020-08-26 |
A/HRC/WGAD/2020/47 |
|
Kosova'da ikamet eden altı Türk vatandaşı, güvenlik riski taşıdıkları gerekçesiyle zorla Türkiye'ye sınır dışı edildi. Tutuklular, oturma izinlerinin yasal bir gerekçe gösterilmeden veya karara itiraz etme fırsatı olmadan iptal edildiğini iddia ediyor; sınır dışı edilme kararları çıkarıldıktan sonra kaçırılıp zorla Türkiye'ye sürüldüler; Gözaltına alınanlardan biri, hakkında sınır dışı etme kararı verilmemesine rağmen zorla uzaklaştırıldı; hakları konusunda Türkçe olarak bilgilendirilmediler; avukatlara erişimleri reddedildi; işkence görme tehlikesi altında oldukları bir ülkeye gönderiliyorlardı; tecrit altında tutuldular; Ve onlar bir güvenlik riski olarak kabul edildiklerine dair bir kanıt yok. Türkiye Hükümeti, tutukluların terör örgütü üyeliğinden yargılandığını iddia ediyor; duruşmaları ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak yürütüldü; gözaltı koşulları periyodik olarak izlenir; işkenceye maruz kalmadılar; Ve düzenli tıbbi muayeneler aldılar. Çalışma Grubu, Kosova hükümetini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin I, II, III, V kategorilerine giren 2, 3, 8, 9, 10 ve 19. maddelerini ihlal ettiği tespit etmiştir. Çalışma Grubu ayrıca, Türkiye hükümetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 8, 9, 10 ve 19. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, II, III ve V. kategorilerine giren 2. ve (3), 9, 14, 19. ve 26. maddelerini ihlal ettiğini tespit etmiştir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Türkiye’nin Terörle Mücadele Yasaları: İfade Özgürlüğü, Adil Yargılanma ve Keyfi Gözaltılar Konusundaki İnsan Hakları Endişeleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2020-08-26 |
OL TUR 13/2020 |
|
Altı BM Özel Raportörü tarafından kaleme alınan belge, başta 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 7145 sayılı Kanun olmak üzere Türkiye'nin terörle mücadele çerçevesini eleştirmektedir. Bu yasaların gazetecileri, insan hakları savunucularını ve sivil toplum aktörlerini hedef alarak ifade, örgütlenme ve barışçıl toplanma özgürlüklerini kısıtlamak için kötüye kullanıldığını vurgulamaktadır. Endişeler arasında olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinin normalleştirilmesi, keyfi gözaltılar ve uluslararası hukuk kapsamında korunan faaliyetleri suç haline getiren muğlak terörizm tanımları yer almaktadır. AİHM'in Işıkırık v. Türkiye kararına atıfta bulunularak Türkiye'nin aşırı geniş terör suçlusu tanımı eleştirilmektedir. Raportörler, ICCPR, ICERD ve CAT gibi uluslararası sözleşmelerin ihlallerini vurgulamaktadır. Uluslararası insan hakları standartlarına uygunluğun sağlanması için terörle mücadele yasalarının gözden geçirilmesini, yargı bağımsızlığının yeniden tesis edilmesini, adil yargılanma haklarının güvence altına alınmasını ve toplanma, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin korunmasını tavsiye etmektedirler. |
|
Yargıçların ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü Diego García-Sayán'ın Raporu |
Yargıçların ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü |
- |
— |
2020-07-17 |
A/75/172 |
|
BM Yargı Bağımsızlığı Özel Raportörü'nün raporu, yargı bağımsızlığını ele alarak gizli yaptırımlar, disiplin süreçleri ve hakimlere yönelik saldırılar konusundaki sorunlara dikkat çekiyor. Hakimlerin, siyasi açıdan hassas davaları ele almaları veya eleştirel görüşler ifade etmeleri nedeniyle taciz, tehdit veya haksız disiplin cezalarına maruz kalabilecekleri belirtiliyor. Türkiye'de olağanüstü hal uygulamaları sırasında, FETÖ bağlantısı iddiasıyla yargıçların toplu olarak görevden alınması ve tutuklanması yaşandı. Raporda, yargı bağımsızlığını korumak için net yasaların, tacizden korunmanın ve hakimlerin görev süreleri ile tarafsızlıklarının dış baskılarla zayıflatılmamasının önemi vurgulanıyor. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Taner Kılıç ve diğerleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Taner Kılıç, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Nalan Erkem, İlknur Üstün, Günal Kurşun, Veli Acu, Şeyhmus Özbekli, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Nejat Taştan |
6 Haziran 2017'den itibaren |
2020-06-30 |
UA TUR 9/2020 |
|
Türkiye'de 2017 yılında insan hakları faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle tutuklanan on bir insan hakları savunucusunun karar duruşması ve kararına ilişkin alınan bilgiler. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Üçüncü Döngü - Sonuç ve/veya önerilere ilişkin görüşler, gönüllü taahhütler
ve incelenmekte olan Devlet tarafından sunulan cevaplar |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2020-06-24 |
A/HRC/44/14/Add.1 |
|
Rapor, İnsan Hakları Konseyi kapsamındaki Türkiye'nin Üçüncü Evrensel Periyodik İncelemesi'ne (UPR) ek bir belgedir. Türkiye, Ocak 2020'deki UPR sırasında yapılan 321 tavsiyeyi gözden geçirmiş, çoğunu desteklemiş veya not etmiş, ancak 19'unu reddetmiştir. Desteklenen tavsiyeler, halihazırda uygulanmış veya uygulama aşamasındaki konuları kapsamaktadır. Not edilen tavsiyeler, ya kısmen kabul edilebilir bulunmuş, ya reform gündemiyle uyumsuz, ya da yanlış varsayımlara dayanmıştır. Türkiye, insan hakları, eşitlik, ifade özgürlüğü ve azınlık haklarına ilişkin uluslararası yükümlülüklere bağlılığını vurgulamakta ve her bir tavsiye hakkında detaylı yanıtlar sunmaktadır. Raporda ayrımcılıkla mücadele, yargı bağımsızlığı ve mülteci hakları gibi alanlardaki devam eden reformlar da belirtilmiştir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde 56 Öğrenciye Yönelik İşkence ve Kötü Muamele |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
28 Şubat 2020'den itibaren |
2020-05-11 |
AL TUR 6/2020 |
|
Terör örgütü üyesi olmakla suçlanan 56 öğrencinin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde işkence ve diğer kötü muamele iddialarına ilişkin bilgi alındı. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Eski Türk Diplomatlarına ve Dışişleri Bakanlığı Personeline Yönelik İşkence ve Kötü Muamele- Devlet Destekli Kaçırmalar |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Mustafa Ceyhan, Harun Çelik, Mesut Kaçmaz, Meral Kaçmaz, Mustafa Erdem, Yusuf Karabina, Kahraman Demirez, Cihan Özkan, Hasan Hüseyin Günakan, Osman Karakaya, Osman Özpınar, Ibrahim Akbaş, Adnan Demirönal, Osman Karaca, Ayten Öztürk, Zabit Kişi |
2016'dan itibaren |
2020-05-05 |
AL TUR 5/2020 |
|
Devlet destekli sınır ötesi kaçırma ve Türk vatandaşlarının birden fazla devletten Türkiye'ye zorla geri gönderilmesine ilişkin sistematik bir uygulama gibi görünen olayla ilgili bilgi alındı. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 27 Nisan–1 Mayıs 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Yedinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Faruk Serdar Köse
|
— |
2020-05-01 |
A/HRC/WGAD/2020/30 |
|
Öğrenci tutuklandı, terör örgütüne üye olmakla suçlandı ve altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu, yasaklı bir örgütün üyelerine yönelik daha büyük bir baskının parçası olarak tutuklandığını iddia ediyor; aleyhindeki suçlamalar hakkında bilgilendirilmedi; aleyhindeki kanıtlar ikinci derecedendir; hiçbir delil olmadan tutuklu yargılandı; tutukluluğuyla ilgili bir duruşma sırasında kendini savunmasına izin verilmedi; yasaklı örgütün üyelerini kovuşturmak için özel olarak oluşturulmuş özel bir mahkeme önüne çıkarıldı ve bu nedenle yargı bağımsızlığından yoksundu; ve bir avukata erişimi engellendi. Hükümet, tutuklunun tutuklanmasının ve yargılanmasının ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak yürütüldüğünü iddia etmektedir; Tutuklu, yargılamanın her aşamasında hakları konusunda bilgilendirildi ve bir avukat yardımıyla temyize gitme fırsatı verildi; Yargılama hızlı bir şekilde yürütüldü; Ve tutuklunun kapsamlı bir soruşturmaya dayalı bir suç işlediğine dair ikna edici kanıtlar var. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 8, 9, 10 ve 19. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2(3), 9, 19 ve 26. maddelerine aykırı bularak I, II ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 27 Nisan–1 Mayıs 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Yedinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Akif Oruc
|
— |
2020-05-01 |
A/HRC/WGAD/2020/29 |
|
Tutuklama emri olmadan tutuklanan öğretmen, darbe girişimine katılmakla suçlandı ve tutuklu yargılandı. Tutuklu, yasaklı bir örgütün üyelerine yönelik daha büyük bir baskının parçası olarak tutuklandığını iddia ediyor; aleyhindeki suçlamalar hakkında bilgilendirilmedi; resmi bir iddianame olmadan beş ay boyunca tutuldu; 10 ay boyunca mahkeme öncesi tutuklu tutuldu; mahkemede savunma yapması engellendi; tıbbi tedavi reddedildi; insanlık dışı koşullarda tutuldu; mahkemenin kendi standartlarına göre iddia edilen suçtan suçlu değildi; Ve aleyhindeki kanıtlar ikinci dereceydi. Hükümet, tutuklamanın ve tutuklunun yargılanmasının ulusal ve uluslararası hukuka uygun olduğunu iddia ediyor; tutuklunun tutuklanması için bir emir çıkarıldı; tutuklu avukatıyla özgürce görüşebildi; tutuklu, aleyhindeki suçlamalar hakkında bilgilendirildi; Tutuklunun duruşma videosunda gösterildiği gibi mahkemede savunma yapmasına izin verildi; Tutuklu defalarca tutukluluğuna itiraz etti ve hala bekleyen temyiz başvuruları var; tutuklu tıbbi tedavi gördü; Ve tutuklu insani koşullarda tutuluyor. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 8, 9, 10, 18 ve 19. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, II, III ve V kategorilerine giren 2(3), 9, 14, 18, 19 ve 26. maddelerine aykırı bulmuştur. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 27 Nisan–1 Mayıs 2020 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Yedinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Abdulmuttalip Kurt
|
— |
2020-04-29 |
A/HRC/WGAD/2020/2 |
|
Yakalama emri olmadan tutuklanan, terör örgütü üyeliği ile suçlanan Türk vatandaşı ve altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu, kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bilgilendirilmediğini iddia ediyor; başlangıçta bir avukata erişim reddedildi; avukatıyla yaptığı konuşmalar hükümet tarafından kayıt altına alındı; Duruşma öncesi tutukluluğunun devam etmesini haklı çıkaracak hiçbir kanıt sunulmadı; bir savunma hazırlayamadı; resmi bir iddianame olmaksızın tutuklu kalmaya devam ediyor; yasaklı bir örgütün üyelerine yönelik daha büyük bir baskının parçası olarak tutuklandı; Suçunu kabul etmesi için ifade vermesi için baskı gördü; Davasını dinleyen mahkeme, yasaklı örgütün üyeleriyle ilgilenmek için özel olarak oluşturulmuştur ve bu nedenle tarafsız değildir; Ve dava dosyasına erişimi reddedildi. Hükümet, tutuklunun kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bilgilendirildiğini iddia ediyor; belirli suçlamalarla bir iddianame hazırlandı; mahkum edildi; Tutukluluğunun ve yargılanmasının tüm aşamalarında bir avukatı vardı; tutuklanması ve yargılanması iç ve dış hukuka uygun olarak yapıldı. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 7, 9, 19, 20 ve 23(4) maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2, 8, 9, 19, 21, 22 ve 26. maddelerine aykırı bularak I, II ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Üçüncü Döngü - Çalışma Grubu Raporu |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2020-03-24 |
A/HRC/44/14 |
|
Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İnceleme Grubu’nun Türkiye’ye ilişkin raporu, insan hakları uygulamaları ve zorluklarını ele aldı. Terörle mücadele, mülteci hakları, ifade özgürlüğü, yargı reformları ve kadınların güçlendirilmesi gibi konular değerlendirildi. Öneriler arasında yargı bağımsızlığının sağlanması, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele, ifade özgürlüğünün korunması ve ayrımcılıkla mücadele tedbirlerinin güçlendirilmesi yer aldı. Türkiye'nin mülteci ağırlama, insan haklarını geliştirme ve terörle mücadeledeki ilerlemeleri takdir edilirken, basın özgürlüğü, azınlık hakları ve yargı tarafsızlığı konularındaki endişeler dile getirildi. Bazı öneriler kabul edilirken, özellikle Kıbrıs ve Suriye konularına ilişkin olanlar Türkiye tarafından siyasi amaçlı veya uluslararası anlaşmalarla uyumsuz bulunduğu gerekçesiyle reddedildi. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Sultani Temel |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Sultani Temel |
— |
2020-01-02 |
AL TUR 10/2019 |
|
Bu belge, 2 Ocak 2020 tarihli olup, Birleşmiş Milletler Yargıç ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü Diego García-Sayán tarafından, Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminin ardından Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin endişeleri ele alan bir iletişimdir. Belge, özellikle yargıç Sultani Temel’in durumu, tutuklanması, kötü muameleye maruz kaldığı iddiaları ve tutukluluk sırasında yeterli tıbbi bakım alamaması gibi konulara odaklanmaktadır. Yargı bağımsızlığı ve uluslararası insan hakları standartları üzerindeki bu eylemlerin olası etkilerini vurgulayan rapor, Türk hükümetinden ek bilgi ve düzeltici önlemler talep etmektedir. |
|
Komite Tarafından Sözleşme'nin 22. Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Karar, Başvuru No. 826/2017 ile İlgili |
İşkenceye Karşı Komite |
Ismet Bakay |
— |
2019-12-04 |
CAT/C/68/D/826/2017 |
|
Bu belge, BM İşkenceye Karşı Komite’nin İsmet Bakay hakkında verdiği kararı ele almaktadır. Fas’ta tutuklu bulunan Türk vatandaşı Bakay, Hizmet hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla siyasi zulüm gördüğünü ve Türkiye’ye iadesinin İşkenceye Karşı Sözleşme’nin 3. Maddesini ihlal edeceğini ileri sürmüştür. Komite, 2016 darbe girişimi sonrası Türkiye’de yaygın insan hakları ihlalleri, işkence ve kötü muamele vakalarına dikkat çekmiştir. Fas’ın işkence riskini yeterince değerlendirmediğine karar veren Komite, Bakay’ın iadesinin Sözleşme’yi ihlal edeceğini belirtmiş ve Bakay’ın serbest bırakılmasını ve iade taleplerinde işkence riskinin değerlendirilmesini istemiştir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 18–22 Kasım 2019 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Altıncı Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Ercan Demir
|
— |
2019-11-21 |
A/HRC/WGAD/2019/79 |
|
Tutuklama emri olmadan tutuklanan öğretmen, terör örgütüne üye olmakla ilgili suçlar isnat edildi ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklu, kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bilgilendirilmediğini iddia ediyor; bir avukata erişimin reddedilmesi; bir mahkeme, herhangi bir delil olmadan gözaltında tutulmasına karar verdi; Resmi bir iddianame olmadan yaklaşık bir yıl tutuklu kaldı; dava dosyasına erişimi reddedildi; ve siyasi görüşleri nedeniyle gözaltına alındı. Hükümet, tutukluya tutukluluğu sırasında haklarından ve aleyhindeki suçlamalardan haberdar edildiğini iddia ediyor; bağımsız yargıçlar sağlam kanıtlara dayanarak tutuklama kararı verdi; İddianamede ayrıntılı delil ve bulgular yer almış; ve makul bir süre gözaltında tutuldu. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 7, 19 ve 20. maddeleri ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2, 19, 21 ve 26. maddelerine aykırı bularak II ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Üçüncü Döngü - İnsan Hakları Konseyi'nin 16/21 Sayılı Kararının Ekindeki 5. Paragrafa Uygun Olarak Sunulan Ulusal Rapor |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2019-11-14 |
A/HRC/WG.6/35/TUR/1 |
|
Türkiye'nin Evrensel Periyodik İnceleme kapsamında sunduğu ulusal raporu, önceki incelemeden bu yana insan haklarında kaydedilen önemli ilerlemeleri ortaya koymaktadır. Raporda, 2016 darbe girişimi ve Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası süreçte uluslararası standartlara bağlılık vurgulanmıştır. Yargı reformları, savunmasız gruplara yönelik korumaların güçlendirilmesi ve uluslararası mekanizmalarla iş birliği ön plandadır. Yargı Reformu Stratejisi, hakların korunmasına yönelik yasal düzenlemeler ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile eğitimde fırsat eşitliğini artıran sosyal girişimler uygulamaya geçirilmiştir. Türkiye, mülteci konularını etkin şekilde yönetmekte, ayrımcılıkla, insan ticaretiyle ve işkenceyle mücadele etmekte, şeffaflık ve kurumsal verimliliği artırmaktadır. BM, Avrupa Konseyi ve STK’larla iş birliği, Türkiye'nin insan haklarını geliştirme kararlılığını ortaya koymaktadır. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Üçüncü Döngü - Paydaşların Türkiye ile ilgili Bildirimlerinin Özeti |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2019-11-12 |
A/HRC/WG.6/35/TUR/3 |
|
Rapor, İnsan Hakları Konseyi'nin Evrensel Periyodik İncelemesi kapsamında Türkiye'nin insan hakları durumuna ilişkin paydaşların sunduğu görüşlerin kapsamlı bir özetini sunmaktadır. Başlıca endişeler, Türkiye'nin uluslararası insan hakları sözleşmelerini onaylamaması, 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen ve uzun süre devam eden olağanüstü hal döneminde uygulanan kısıtlayıcı yasal düzenlemeler ile ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin sınırlandırılmasıdır. Paydaşlar, yargı bağımsızlığının zayıflaması, yaygın keyfi tutuklamalar ve azınlıklar, kadınlar ve çocuklar gibi dezavantajlı gruplara yönelik ayrımcı uygulamaları eleştirmiştir. Raporda, Türkiye'nin terörle mücadele yasalarını uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmesi, kırılgan grupların korunmasını iyileştirmesi, basın ve akademik özgürlükleri sağlaması ve el konulan mülklerle hakların iadesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kısıtlanmış dini özgürlükler ve mültecilerle yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı zorluklar gibi sistemik sorunlara dikkat çekilerek, Türkiye'nin bu ihlalleri uluslararası yükümlülüklerine uygun şekilde ele alması gerektiği ifade edilmiştir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Üçüncü Döngü - BM Bilgilerinin Derlenmesi |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2019-11-12 |
A/HRC/WG.6/35/TUR/2 |
|
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Yüksek Komiserliği Ofisi tarafından hazırlanan rapor, Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uyumunu gözden geçirmektedir. Rapor, 2016 darbe girişimi ve sonrasındaki olağanüstü hal döneminde ifade özgürlüğü, toplanma hakkı ve yargı bağımsızlığı gibi alanlardaki sınırlamaları vurgulamaktadır. Raporda, terörle mücadele yasalarının geniş kapsamlı uygulanması, sivil özgürlüklerin kısıtlanması ve kadınlar, azınlıklar, göçmenler ve gazetecilerle ilgili hak ihlalleri gibi konular ele alınmaktadır. Türkiye'nin nefret söylemi, insan ticareti ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele etmesi, ulusal insan hakları kurumlarını güçlendirmesi ve politikalarını uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmesi önerilmektedir. Adil yargılama süreçleri ve mülteciler ile engelliler gibi savunmasız gruplara destek sağlanmasının önemine dikkat çekilmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 12–16 Ağustos 2019 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Beşinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Melike Göksan
Mehmet Fatih Göksan
|
— |
2019-08-16 |
A/HRC/WGAD/2019/53 |
|
İki hakim tutuklandı, terör örgütü üyeliği ile suçlandı ve dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklular, Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra yargıya yönelik daha büyük bir baskının parçası olarak tutuklandıklarını iddia ediyorlar; suçlamalara itiraz etme fırsatı verilmedi; tutukluluk kararını veren mahkeme yargı yetkisine sahip değildi; aleyhlerindeki iddianame, tutuklanmalarından dokuz ay sonrasına kadar hazırlanmadı; Belirli bir mesajlaşma uygulamasının kullanılmasına bağlı olan aleyhlerindeki kanıtlar belirsizdir ve spesifik değildir; terör örgütü ilan edilmeden önce Gülen grubunun üyesi olmakla suçlandılar; 16 ay boyunca mahkeme öncesi tutuklu kaldılar; tıbbi tedavi reddedildi; ve mahkeme duruşmalarına katılamadılar. Hükümet, tutukluların avukatlara erişimi olduğunu iddia ediyor; aleyhlerindeki suçlamalara itiraz edebildiler; suçlamalar, bir terör örgütünün üyeleri tarafından kullanıldığı bilinen bir mesajlaşma uygulamasıyla ilgiliydi; Tutuklama ve yargılama iç ve dış hukuka uygun yapıldı; Ve tutuldukları gözaltı merkezleri insancıldır. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 3, 9, 10 ve 19. maddeleri ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, II, III ve V kategorilerine giren 9, 14, 19 ve 26. maddelerini ihlal ettiğini tespit etmiştir |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Eski Türk Diplomatlarına ve Dışişleri Bakanlığı Personeline Yönelik İşkence ve Kötü Muamele |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
31 Mayıs 2019 |
2019-06-12 |
UA TUR 6/2019 |
|
Eski Türk diplomatlara ve Türk dışişleri bakanlığı personeline yönelik işkence ve diğer kötü muamele iddialarına ilişkin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde alınan bilgiler |
|
Komite Tarafından Sözleşme'nin 22. Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Karar, Başvuru No. 845/2017 ile İlgili |
İşkenceye Karşı Komite |
Mustafa Önder |
— |
2019-05-10 |
CAT/C/66/D/845/2017 |
|
Belge, Mustafa Önder adlı Türk vatandaşının Fas'tan Türkiye'ye iadesine ilişkin Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite'nin kararını ele almaktadır. Önder, iadesinin, Türkiye'ye döndüğünde işkence riski nedeniyle İşkenceye Karşı Sözleşme’nin 3. Maddesini ihlal edeceğini ileri sürerek itiraz etmiştir. 2016 darbe girişimiyle bağlantılı Hizmet hareketine üyelikle suçlanan Önder, siyasi zulme uğradığını iddia etmiş ve Türkiye'deki siyasi muhaliflere yönelik işkence de dahil olmak üzere sistematik insan hakları ihlallerine dair kanıtlar sunmuştur. Komite, Fas'ın Önder’in karşı karşıya olduğu işkence riskini yeterince değerlendiremediğine karar vererek, iadesinin Sözleşme’yi ihlal edeceğini belirtmiş ve Fas’tan, iadesini durdurmasını ve kendisini serbest bırakmasını talep etmiştir. |
|
Komite Tarafından Sözleşme'nin 22. Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Karar, Başvuru No. 846/2017 ile İlgili |
İşkenceye Karşı Komite |
Elmas Ayden |
— |
2019-05-10 |
CAT/C/66/D/846/2017 |
|
Bu belge, Fas'ta gözaltında bulunan ve Hizmet hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla Türkiye'ye iadesi talep edilen Türk iş insanı Elmas Ayden hakkında BM İşkenceye Karşı Komite’nin kararını ele almaktadır. Ayden, Türkiye'deki işkence riski nedeniyle iadesinin İşkenceye Karşı Sözleşme'nin 3. Maddesini ihlal edeceğini belirterek siyasi takibat ve yetersiz hukuki güvenceleri gerekçe göstermiştir. Komite, Fas’ın Ayden’in işkence riski taşıdığını yeterince değerlendirmediğine ve iadenin Sözleşme’yi ihlal edeceğine karar vermiştir. Fas’tan Ayden’i serbest bırakması ve iade taleplerinde bireysel risk değerlendirmeleri yaparak gelecekte Sözleşme'ye uygun hareket etmesi talep edilmiştir. |
|
Komite Tarafından Sözleşme'nin 22. Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Karar, Başvuru No. 827/2017 ile İlgili |
İşkenceye Karşı Komite |
Ferhat Erdoğan |
— |
2019-05-10 |
CAT/C/66/D/827/2017 |
|
Bu belge, BM İşkenceye Karşı Komite'nin Ferhat Erdoğan hakkında verdiği kararla ilgilidir. Türk iş insanı Erdoğan, Fas'ta gözaltında tutulmuş ve Türkiye'ye iadesi istenmiştir. Erdoğan, Hizmet hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla işkenceye uğrama riski taşıdığını ve iadesinin İşkenceye Karşı Sözleşme'nin 3. Maddesini ihlal edeceğini savunmuştur. Ayrıca, 2016 darbe girişimi sonrası Türkiye'deki yaygın insan hakları ihlallerine, keyfi gözaltılara ve işkenceye dikkat çekmiştir. Komite, Fas’ın Erdoğan’ın karşı karşıya olduğu işkence riskini yeterince değerlendirmediğine karar vermiş ve iadesinin Sözleşme’yi ihlal edeceğini belirtmiştir. Fas’tan Erdoğan’ı serbest bırakmasını ve gelecekteki iade durumlarında riskleri ayrıntılı olarak değerlendirmesini istemiştir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 24 Nisan–3 Mayıs 2019 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Dördüncü Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Mustafa Ceyhan
|
— |
2019-04-25 |
A/HRC/WGAD/2019/10 |
|
Gürcistan'da ikamet eden Türk vatandaşı, yasadışı sınır geçişi nedeniyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldığı Azerbaycan'a seyahat ederken tutuklandı. Daha sonra Türkiye'ye götürüldü ve terör suçlamasıyla gözaltına alındı. Tutuklu, Türk pasaportunun bilgisi dışında iptal edildiğini iddia ediyor; iade edilmeden önce sığınma talebinde bulunmuştu; zorla Türkiye'ye götürüldü; işkence gördü; tecrit altında tutuldu; Ve uzun bir süre tutuklu kaldı. Azerbaycan hükümeti, tutuklunun pasaportunun sahte olduğunu ve yargılanmasının ve tutukluluğunun uluslararası hukuka uygun olduğunu iddia ediyor. Türkiye Hükümeti, tutukluya iki tutuklama emri çıkarıldığını iddia ediyor; bir avukata erişim izni verildi; Terörle ilgili faaliyetlerde bulunduğuna dair somut kanıtlar var; ve temyiz ve şikayette bulunma hakkına sahiptir, ancak bunu yapmamıştır. Çalışma Grubu, Azerbaycan hükümetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 6, 8, 9 ve 10. maddeleri ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2, 9, 13, 14, 16 ve 26. maddelerini ihlal ettiğini ve I, III ve V kategorilerine girdiğini tespit etti. Çalışma Grubu, Türkiye hükümetini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3, 7, 9, 11 ve 13. maddeleri ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 9, 13, 14 ve 26. maddelerine aykırı bulmakta olup, I, III ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Komite Tarafından İhtiyari Protokol’ün 5 (4). Maddesi Uyarınca Kabul Edilen Görüşler, Başvuru No. 2980/2017 ile İlgili |
İnsan Hakları Komitesi |
İsmet Özçelik, Turgay Karaman and I.A |
— |
2019-03-26 |
CCPR/C/125/D/2980/2017 |
|
Belge, BM İnsan Hakları Komitesi'nin İhtiyari Protokol'ün 5(4). Maddesi uyarınca İsmet Özçelik, Turgay Karaman ve I.A.'nın 2017'de Malezya'dan Türkiye'ye yasa dışı şekilde iadesine ilişkin kararını içermektedir. Başvuranlar, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne (ICCPR) göre keyfi tutuklama, adalete erişim eksikliği ve işkence riski gibi haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Türkiye tarafından terör örgütü ilan edilen Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları suçlamasıyla kötü koşullarda, yeterli hukuki temsil olmadan tutuklanmışlardır. Komite, Türkiye'nin başvuranların ICCPR'nin 9. Maddesi (keyfi tutuklama) kapsamındaki haklarını ihlal ettiğini tespit etmiş, tutuklamalarının keyfi olduğunu, hakim karşısına zamanında çıkarılmadıklarını ve devam eden tutukluluklarının gerekçesiz olduğunu belirtmiştir. Komite, başvuranların serbest bırakılması, uygun tazminat verilmesi ve benzer ihlallerin önlenmesi için önlemler alınmasını tavsiye etmiştir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Murat Arslan |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Murat Arslan |
Ağustos 2015'ten itibaren |
2019-01-30 |
AL TUR 2/2019 |
|
Bağımsız Türk Yargıçlar Derneği (YARSAV) Başkanı Hâkim Murat Arslan'ın keyfi olarak tutuklandığı, gözaltına alındığı ve mahkum edildiği iddiasına ilişkin bilgi alındı. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 19–23 Kasım 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Üçüncü Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Andrew Craig Brunson
|
— |
2018-11-23 |
A/HRC/WGAD/2018/84 |
|
Amerika Birleşik Devletleri'nin papazı ve vatandaşı tutuklandı, terör örgütüne üye olmakla suçlandı ve mahkeme öncesi gözaltında tutuldu. Tutuklu, başlangıçta ulusal güvenlik tehdidi olduğu için sınır dışı edileceğinin söylendiğini iddia ediyor; Sınır dışı edilme kararını destekleyecek herhangi bir açıklama veya belge verilmedi; Konsolosluk erişimi reddedildi; bir avukata erişimi reddedildi; okumadığı bir dilde bir belge imzaladı ve daha sonra değiştirildi; Resmi bir iddianame olmadan iki ay boyunca gözaltında tutuldu; Avukatıyla yaptığı tüm konuşmalar hükümet tarafından kayıt altına alındı; Ve dava dosyasına erişimi reddedildi. Hükümet, delillere ve tutuklunun kendi ifadelerine dayanarak bir soruşturma başlatıldığını iddia ediyor; Soruşturmanın tamamlanabilmesi ve tutuklunun ülkeden kaçmamasını sağlamak için mahkeme öncesi tutukluluk gerekliydi; tutuklunun tutukluluğu yargı organları tarafından defalarca gözden geçirildi; Ne tutuklu ne de avukatı, tutuklanması veya tutuklanması ile ilgili şikayette bulunmadı; Tutukluluğu, hükümet tarafından toplanan önemli kanıtlara dayanıyordu; Ve ona tıbbi tedavi uygulandı. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3, 9 ve 10. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9. ve 14. maddelerine aykırı bularak I, III ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 19–23 Kasım 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Üçüncü Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Hamza Yaman
|
— |
2018-11-21 |
A/HRC/WGAD/2018/78 |
|
Hakim hakkında yakalama kararı olmadan tutuklandı, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılandı ve tutuklu yargılandı. Tutuklu, resmi bir iddianame hazırlanmadan önce 17 ay boyunca tutuklu tutulduğunu iddia ediyor; insanlık dışı koşullarda tutuldu; Duruşma öncesi tutukluluk kararı, kaçma riski oluşturmadığı için yasal değildi; tutuklanması, hükümetteki kariyerini etkili bir şekilde sona erdirdi; avukatlarının dava dosyasına erişimi reddedildi; duruşma öncesi duruşmalarının hiçbirinde hazır bulunmadı ve kendini savunamadı; tıbbi tedavi reddedildi; Ve yargıç rolü nedeniyle tutuklandı. Hükümet, tutuklunun kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bilgilendirildiğini iddia ediyor; bir avukata erişimi vardı; suçun ciddiyeti nedeniyle tutuklu yargılanmasına karar verildi; tutukluluğu yetkili yargı organları tarafından birkaç kez gözden geçirildi; Tutukluluğuna itiraz etmek için çeşitli iç hukuk yollarına sahiptir; ailesine düzenli erişimi olan insani koşullarda tutulur; İlk gözaltına alındıktan sonra derhal hakim karşısına çıkarıldı; Ve tutukluluğu sağlam kanıtlara dayanıyor. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 2, 7, 8, 9, 10 ve 11(1) maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, III ve V kategorilerine giren 2 (1) ve (3), 9, 14 ve 26. maddelerine aykırı bulmuştur. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 20–24 Ağustos 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen İkinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Muharrem Gençtürk
|
— |
2018-08-21 |
A/HRC/WGAD/2018/44 |
|
Öğretmen tutuklandı, terör örgütü üyeliğiyle suçlandı ve tutuklu yargılandı. Tutuklu, tecrit altında tutulduğunu iddia ediyor; başlangıçta bir avukata erişim reddedildi; avukatıyla yaptığı konuşmalar izlendi; ilk duruşmasından önce 11 ay boyunca tutuklu kaldı; savunma yapamadı; Aleyhindeki kanıtlar ikinci derecedendi; Kefalet başvuruları yasal bir gerekçe olmaksızın defalarca reddedildi; tıbbi tedavi reddedildi; insanlık dışı koşullarda tutuldu; ve dini inancı nedeniyle ayrımcılığa uğradı. Hükümet, ulusal bir acil durum nedeniyle özel durumlar olduğunu iddia ediyor; tutuklunun akrabalarına ve avukatına erişmesine izin verildi; Tutuklu hakkında tutuklama kararı çıkarıldı; tutuklunun avukatı tüm duruşmalara katılabildi ve savunma yapabildi; Ne tutuklu ne de avukatı, tutukluluğun yasallığına itiraz etmedi; tutukluluğa ilişkin tüm adli incelemeler bağımsız olmuştur; Tutukluluk ise somut delillere dayanıyordu. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 8, 10 ve 19. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin I, II, III ve V. kategorilerine giren 2(3), 9(3), 14, 19 ve 26. maddelerine aykırı bulmuştur. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 20–24 Ağustos 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen İkinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Ahmet Caliskan
|
— |
2018-08-21 |
A/HRC/WGAD/2018/43 |
|
Tutuklama emri olmadan tutuklanan ve terör örgütü üyeliğiyle suçlanan akademisyen. Tutuklu, kendisine tecrit edildiğini, avukata erişiminin engellendiğini, hiçbir delilin sunulmadığı bir duruşmada tutukluluk kararı verildiğini, savunma yapmasının engellendiğini, tutuklu bulunduğu hiçbir faaliyetin suç teşkil etmediğini, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ve siyasi bir hareketi desteklediği için gözaltına alındığını iddia ediyor. Hükümet, tutuklunun hapsedilmesinin ulusal güvenlik istisnaları kapsamına girdiğini, tutukluya bir tutuklama emri sunulduğunu, aleyhindeki suçlamalar hakkında bilgilendirildiğini, tüm haklarına saygı duyulduğunu, ailesi ve avukatıyla iletişim kurabildiğini ve duruşma öncesi tutukluluğunun bir yargı organı tarafından periyodik olarak gözden geçirildiğini iddia etmektedir. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3, 9, 10, 19, 23 ve 26. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9, 14, 19, 24 ve 26. maddelerine aykırı bularak I, II, III ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 20–24 Ağustos 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen İkinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Mestan Yayman
|
— |
2018-08-21 |
A/HRC/WGAD/2018/42 |
|
Eski hükümet yetkilisi tutuklama emri olmadan tutuklandı ve terör örgütü üyeliğiyle suçlandı. Tutuklu, kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bilgilendirilmediğini, bir avukata erişiminin reddedildiğini, bir avukat olmadan sorgulandığını, duruşma öncesi uzun süre tutuklu tutulduğunu ve bir yargı organı önünde itiraz etme fırsatının reddedildiğini, duruşmasında savunma yapmasının engellendiğini, yalnızca adının güvenli mesaj uygulaması kullanıcıları hükümeti tarafından oluşturulan bir elektronik tabloda yer aldığına dair kanıtlara dayanarak mahkum edildiğini iddia ediyor. ve onunki dini bir grubun üyesi olduğu için ayrımcılığa uğradı. Hükümet, tutuklunun hapsedilmesinin ulusal güvenlik istisnaları kapsamına girdiğini, tutuklunun haklarına saygı duyulduğunu, tutuklunun tutukluluğuna itiraz edebildiğini, tutukluya yönelik muamelenin uluslararası standartlara uygun olduğunu ve tutukluyu mahkum etmek için ek kanıtlar kullanıldığını iddia ediyor. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3, 9, 10, 19 ve 20. maddeleri ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9, 14, 19, 21, 22 ve 26. maddelerini ihlal ettiğini ve I, II, III ve V kategorilerine girdiğini tespit etmiştir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Kosova'da Keyfi Tutuklama ve Gözaltı ile Türkiye'ye Yasa Dışı Sınır Dışı Edilme |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Mustafa Erdem, Yusuf Karabina, Kahraman Demirez, Cihan Özkan, Hasan Hüseyin Günakan, Osman Karakaya |
29 Mart 2018'den itibaren |
2018-05-18 |
AL TUR 6/2018 |
|
Eğitim kurumlarında çalışan altı Türk vatandaşının Kosova'da keyfi olarak tutuklanıp gözaltına alınmasına ve Türkiye'ye yasadışı olarak sınır dışı edilmesine ilişkin alınan bilgilerin, Hizmet/Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia ediliyor |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Muhittin Akman ve diğerleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Muhittin Akman, Fatma Alan, Muhammet Turgay Baskan, Nesrin Cavus, Savas Demirel, Suat Durgun, Hasan Gemi, Gülnur Gemi, Nuh Görgün, Bekir Karayel, Bahtiyar Öztürk, Hasan Yasar, Sinan Yilmaz |
Temmuz 2016'dan itibaren |
2018-05-04 |
UA TUR 7/2018 |
|
13 kişinin terör örgütü üyeliği iddiasıyla keyfi olarak gözaltına alındığı iddiasına ilişkin alınan bilgiler |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 17–26 Nisan 2018 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Seksen Birinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Mesut Kaçmaz
Meral Kaçmaz
|
— |
2018-04-19 |
A/HRC/WGAD/2018/11 |
|
Sığınmacı statüsüne sahip dört Türk vatandaşı (evli çift ve çocukları) Pakistan'da sivil giyimli polis memurları tarafından herhangi bir suçlama olmaksızın tutuklandı. Gözaltına alınanlar, tutuklama sırasında dövüldüklerini, tecrit altında tutulduklarını ve Türkiye'ye zorla sınır dışı edildiklerini iddia ediyor. Pakistan Hükümeti, Çalışma Grubu tarafından dikkate alınmayan geç bir yanıt verdi. Türkiye Hükümeti, terör şüphelilerini tutuklamasının bir darbe girişimine yanıt olarak yapıldığını ve iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini iddia etmektedir. Çalışma Grubu, Pakistan hükümetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 5, 6, 8, 9 ve 10. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2, 2 (3), 7, 9, 13, 14 ve 16. maddelerine aykırı olduğunu ve I, III ve V kategorilerine girdiğini tespit etmiştir. Çalışma Grubu, Türkiye hükümetini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 5, 6, 8, 9, 10 ve 11 (1) maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 2, 2 (3), 7, 9, 13, 14 ve 16. maddelerine aykırı bulmuştur ve bu madde I, III ve V kategorilerine girmektedir. |
|
Türkiye'de Olağanüstü Halin İnsan Haklarına Etkisi Hakkında Rapor |
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) |
- |
Ocak - Aralık 2017 |
2018-03-31 |
— |
|
Bu rapor, Ocak-Aralık 2017 döneminde Türkiye'deki insan hakları endişelerini ana hatlarıyla ortaya koymakta ve 2016 darbe girişiminin ardından olağanüstü halin etkilerine odaklanmaktadır. Yargı bağımsızlığının aşınması, toplu işten çıkarmalar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, keyfi gözaltılar ve işkence raporları gibi konulara dikkat çekiyor. Devlet memurları, gazeteciler, akademisyenler ve kadın tutuklular üzerindeki etkisine özel önem verilmektedir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Türkiye'de Polis Gözaltında İşkence ve Kötü Muamele İddiaları ile Bu İddialara Yönelik Etkili Soruşturma Eksikliği |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
12 Aralık 2018'den itibaren |
2018-02-23 |
AL TUR 5/2018 |
|
Gözaltında tutulan kişilere işkence ve kötü muamele yapıldığı iddiaları ve bu işkence iddialarına ilişkin etkin bir soruşturma yapılmadığına dair bilgi alındı. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Türkiye'de Uzatılan Olağanüstü Hal: İnsan Hakları, Eğitim ve İfade Özgürlüğü Üzerindeki Etkileri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
Temmuz 2016'dan itibaren |
2018-02-20 |
OL TUR 2/2018 |
|
20 Şubat 2018 tarihli (OL TUR 2/2018) bir yazıda, BM Özel Raportörleri ve Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, Türkiye'nin uzatılan olağanüstü hal uygulamasına ve bunun insan hakları üzerindeki etkilerine ilişkin endişelerini dile getirmiştir. Yazışmada, devam eden olağanüstü halin gerekçelendirilmesindeki yetersizlik, ICESCR kapsamındaki uluslararası insan hakları yükümlülüklerinin ihlali potansiyeli, şeffaflık eksikliği ve etkilenen bireyler için etkili başvuru yollarının kısıtlanması gibi sorunlar ele alınmıştır. Uzmanlar, keyfi görevden almalara, eğitim üzerindeki sınırlamalara ve terörle mücadele önlemleri için yeterli delil sağlanmamasına yönelik eleştirilerde bulunmuş ve Türkiye'yi eylemlerini uluslararası hukuk standartlarına uygun hale getirmeye çağırmıştır. Ayrıca, olağanüstü halin gerekçesi, görevden alınan kamu görevlilerinin durumu ve prosedürel şeffaflık konularında ayrıntılı yanıtlar talep etmişler; alınan önlemlerin orantılılık, gereklilik ve hukuki süreç ilkelerine uygun olması gerektiğinin altını çizmişlerdir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Taner Kılıç’ın Keyfi Yeniden Tutuklanması ve Gözaltı Süreci |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Taner Kılıç |
6 Haziran 2017'den itibaren |
2018-02-09 |
UA TUR 1/2018 |
|
Sayın Taner Kılıç'ın keyfi olarak yeniden tutuklandığı ve gözaltına alındığı iddiasına ilişkin alınan bilgiler |
|
Türkiye Ziyareti Kapsamında İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezalandırma Özel Raportörü’nün Raporu: Devletin Yorumları |
İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezalandırma Özel Raportörü |
- |
— |
2017-12-21 |
A/HRC/37/50/Add.2 |
|
Bu belge, BM İşkence Özel Raportörü'nün Türkiye ziyareti sonrası hazırlanan raporuna ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yanıtlarını içermektedir. Türkiye, Özel Raportör’ün rolünü kabul etmekle birlikte raporda kullanılan terminoloji ve kanıtlanmamış iddialar hakkında endişelerini dile getirmektedir. Hükümet, "işkenceye sıfır tolerans" politikasına bağlılığını vurgulamakta ve cezasızlıkla mücadeleye yönelik tedbirleri, şikayet mekanizmalarını geliştirme çabalarını detaylandırmaktadır. Raporun FETÖ ve PKK’ya atıflarını eleştirerek, bunların terör örgütü olarak tanınması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin uluslararası işkence karşıtı sözleşmelere uyumu ve hukuki güvenceler konusundaki uygulamaları açıklanmaktadır. |
|
Türkiye Ziyareti Kapsamında İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezalandırma Özel Raportörü'nün Raporu |
İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezalandırma Özel Raportörü |
- |
2016 Darbe Girişimi Sonrası |
2017-12-18 |
A/HRC/37/50/Add.1 |
|
Bu rapor, İşkence Özel Raportörü'nün 27 Kasım - 2 Aralık 2016 tarihleri arasında Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından elde ettiği bulguları detaylandırmaktadır. Türkiye'de 2016 darbe girişimi sonrası yaşanan olağanüstü hal ve güneydoğuda tırmanan şiddet olayları bağlamında işkence ve diğer kötü muamelenin bir değerlendirmesini sunuyor. Rapor, işkence iddiaları, gözaltı koşulları, yasal güvenceler ve özellikle Gülen hareketiyle bağlantılı davalarda olağanüstü hal kararnamelerinin genel etkisine ilişkin ciddi endişeleri vurguluyor. Raporda, Türkiye'nin bu konuları ele alması için öneriler yer alıyor. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Osman Kavala |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Osman Kavala |
18 Ekim'den itibaren |
2017-11-02 |
UA TUR 12/2017 |
|
Sayın Osman Kavala'nın henüz belirlenmemiş suçlamalarla tutuklanması ve gözaltına alınmasına ilişkin alınan bilgiler, Türk Hükümeti ile ülke içindeki azınlıkların yanı sıra Ermenistan ve Yunanistan gibi komşu ülkelerle diyalog lehine yürüttüğü aktivizmle ilgili olabilir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Taner Kılıç |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Taner Kılıç |
Haziran 2017 |
2017-07-04 |
UA TUR 7/2017 |
|
06 Haziran 2017 tarihinde hakkında 22 avukat ile birlikte Türkiye'nin batısındaki İzmir şehrinde hakkında çıkarılan tutuklama emri üzerine tutuklanan Taner Kılıç (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Af Örgütü Genel Başkanı) hakkında bilgi alındı |
|
Türkiye'ye Ziyaretine İlişkin Görüş ve İfade Özgürlüğünün Korunması ve Teşviki Özel Raportörü Raporu |
Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü |
- |
2016 Darbe Girişimi Sonrası |
2017-06-21 |
A/HRC/35/22/Add.3 |
|
Bu rapor, Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü'nün bulgularını yansıtmakta ve 2016 darbe girişiminden sonra Türkiye'de konuşma ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara odaklanmaktadır. 14-18 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen misyon, sansür, tutuklamalar, medya kapatmaları ve olağanüstü hal kararnamelerinden kaynaklanan diğer kısıtlamaları vurguluyor. Raporda özellikle gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum üzerindeki etkiler ele alınıyor ve Gülen hareketiyle bağlantılı olmakla suçlananların karşılaştığı baskılara değiniliyor. İfade haklarını uluslararası standartlarla uyumlu bir şekilde korumak için acil reform çağrısında bulunuyor. |
|
Özel Danışmanlık Statüsünde Bir Sivil Toplum Kuruluşu Olan Uluslararası Af Örgütü Tarafından Sunulan Yazılı Açıklama |
Sivil Toplum Kuruluşu (STK) |
- |
— |
2017-06-12 |
A/HRC/35/NGO/140 |
|
Amnesty International, Haziran 2017’deki 35. oturumunda BM İnsan Hakları Konseyi’ne, 2016 darbe girişiminin ardından Türkiye’deki insan haklarının kötüleştiğini vurgulayan bir rapor sundu. Raporda, keyfi tutuklamalar, işkence iddiaları, kamu sektöründe toplu işten çıkarmalar ve 120’den fazla gazetecinin tutuklanması ile 156 medya kuruluşunun kapatılması da dahil olmak üzere, basın özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalar ele alındı. Amnesty International, hakların geri verilmesini, işten çıkarmalara yönelik şeffaf mekanizmaların oluşturulmasını ve hesap verebilirliği sağlamak için bağımsız denetimlerin yapılmasını talep etmektedir. |
|
Türkiye'ye Ziyaretine İlişkin Görüş ve İfade Özgürlüğünün Korunması ve Teşviki Özel Raportörü Raporu: Devletin Yorumları |
Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü |
- |
— |
2017-06-07 |
A/HRC/35/22/ADD.6 |
|
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İfade Özgürlüğü Özel Raportörü'nün raporuna Türkiye’nin yanıtını iletti. Türkiye hükümeti, FETÖ terminolojisi düzeltmeleri dâhil olmak üzere, FETÖ ve PKK teröründen kaynaklanan güvenlik sorunlarını vurguladı. Anayasa güvencesindeki ifade özgürlüğünü korumaya yönelik tedbirleri belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyum konusundaki ilerlemeyi aktardı. Rapor, ifade özgürlüğü, internet erişimi ve 2016 darbe girişiminden sonraki OHAL tedbirlerini eleştirdi. Türkiye, bu önlemleri tehditlere orantılı tepkiler olarak savunarak, uluslararası yükümlülüklere bağlı olduğunu belirtti ve gözaltı sürelerinin kısaltılması ile kapatılan kurumların yeniden açılması gibi ilerlemeleri kaydetti. Medya kuruluşlarına yönelik yasal işlemler, Türkiye’ye göre gazetecilik değil, terör bağlantıları nedeniyle yapılmıştır. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Kemal Gün ve diğerleri |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Kemal Gün, Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Sultan Özakça, Esra Özakça |
— |
2017-06-01 |
UA TUR 6/2017 |
|
2016 yılında kabul edilen olağanüstü hal tedbirleri kapsamında işten atılmalarını protesto eden iki öğretmen Sn. Nuriye Gülmen ve Sn. Semih Özakça'nın yakın zamanda tutuklanması ve tutuklanmasına karşı açlık grevi yapan Sn. Sultan Özakça ve Sn. Özakça'nın annesi ve eşi Sn. Esra Özakça'nın bir günlük tutuklanmasına ilişkin bilgi alındı. Ayrıca, Sayın Kemal Gün'ün Tunceli'de üç ayı aşkın bir süredir sürdürdüğü ve artık sona eren açlık grevine ilişkin bilgiler. |
|
Gazetecileri Koruma Komitesi, Uluslararası PEN, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Basın Enstitüsü, Sınır Tanımayan Gazeteciler Uluslararası ve ARTICLE 19 - Uluslararası Sansüre Karşı Merkez tarafından sunulan ortak yazılı açıklama |
Sivil Toplum Kuruluşu (STK) |
- |
— |
2017-05-29 |
A/HRC/35/NGO/59 |
|
PEN International, ARTICLE 19, Gazetecileri Koruma Komitesi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Basın Enstitüsü, Sınır Tanımayan Gazeteciler Uluslararası, Avrupa Gazeteciler Derneği, Avrupa Gazeteciler Federasyonu ve Sansür Endeksi gibi kuruluşlardan oluşan bir koalisyon, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve insan haklarındaki ciddi kötüleşmeyi BM İnsan Hakları Konseyi’ne sundukları ortak bir açıklamada vurguladı. 2016’daki darbe girişiminden bu yana, Türkiye’de hükümet, eleştirmenlere karşı eşi görülmemiş bir baskı uygulayarak 160’tan fazla medya kuruluşunu kapattı ve 165 gazeteciyi tutukladı, bu durum Türkiye’yi dünyada en çok gazeteci hapseden ülke haline getirdi. Kürt yanlısı siyasetçiler, aktivistler ve gazeteciler orantısız şekilde hedef alınarak terör bağlantıları iddiasıyla tutuklandı veya yargılandı. 2017 anayasa referandumu sırasında özgürlükler üzerindeki kısıtlamalar daha da yoğunlaştı ve “eşitsiz bir alan” yaratıldı. Açıklamada, Türkiye’ye OHAL’in sona erdirilmesi, ifade özgürlüğünü kullandıkları için tutuklananların serbest bırakılması, bağımsız medya kuruluşlarının yeniden açılması, işkence iddialarının soruşturulması ve idam cezasının geri getirilmesi önerilerinin reddedilmesi çağrısında bulunuldu. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Hakim, Savcı ve Avukatların Toplu Görevden Alınması, Tutuklanması ve Gözaltına Alınması |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2017-05-23 |
OL TUR 5/2017 |
|
15 Temmuz 2016 tarihli başarısız darbe girişiminden bu yana çok sayıda hâkim ve savcının görevden alınması, tutuklanması ve gözaltına alınması ile çok sayıda avukatın tutuklanması, gözaltına alınması ve ceza soruşturması açılmasına ilişkin alınan ve yargı ve avukatlık mesleğinin bağımsızlığına ciddi müdahaleler teşkil ettiği anlaşılan bilgiler. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 19–28 Nisan 2017 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Yetmiş Sekizinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Kara, Haci Musa Kart, Murat Sabuncu, Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Akin Atalay |
— |
2017-04-28 |
A/HRC/WGAD/2017/41 |
|
Bir gazete ile bağlantılı 10 kişi, haber kuruluşunun ve gazetecilerinin terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla tutuklandı ve gözaltına alındı. Tutuklular şunları iddia ediyor: tutukluluklarının ifade özgürlüğü haklarını kullanmalarına dayandığını; Tutuklu yargılanmadan önce serbest bırakılma hakları reddedildi; ücretsiz olarak tutulurlar; avukata erişimleri reddedildi; ve kovuşturma dosyalarına sınırlı erişimleri oldu. Türk hükümeti şu yanıtı veriyor: Tutuklama kararın uygun olduğunu çünkü bağımsız bir mahkemenin gazetenin "terör örgütleri lehine" bir dizi makale yayınlamış olması nedeniyle gazetenin bir terör örgütünün amaçlarına uygun hareket ettiğine karar vermesi; tutukluların yeterli yasal güvencelere erişimi vardı; aleyhlerindeki suçlamalar hakkında uygun şekilde bilgilendirildiler; avukatlara erişimleri olduğunu; Ve duruşma öncesi tutukluluğun kapsamı makuldü. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 10, 11 ve 19. maddeleri ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 14, 15 ve 19. maddelerini ihlal ederek II ve III kategorilerine girmektedir. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 19–28 Nisan 2017 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Yetmiş Sekizinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Kursat Çevik
|
— |
2017-04-28 |
A/HRC/WGAD/2017/38 |
|
Polis memuru, Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklandı ve gizli bir soruşturma yürütülürken tutuklu yargılanıyor. Tutuklu şunları iddia ediyor: kendisine karşı herhangi bir suçlamada bulunulmadı; cezai bir suçlamayı destekleyecek herhangi bir kanıt olmadan gözaltına alındı; mahkemeye erişimi reddedildi; Ve duruşma öncesi serbest bırakılma hakkı reddedildi. Türk hükümeti iddialara yanıt vererek, tutuklu hakkında terör örgütü üyeliği iddiasıyla iddianame hazırlandığını ve suç işlediğine dair makul şüphe bulunduğunu belirtti. WGAD, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 9. ve 10. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9. ve 14. maddelerine aykırı bularak I ve III kategorilerine giriyor. |
|
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun 19–28 Nisan 2017 Tarihlerinde Gerçekleştirilen Yetmiş Sekizinci Oturumunda Kabul Edilen Görüşler |
Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu |
Rebii Metin Görgeç
|
— |
2017-04-19 |
A/HRC/WGAD/2017/1 |
|
Dünya çapında dini hac ziyaretleri düzenleme konusunda uzmanlaşmış bir seyahat acentesi işleten Türk işadamı, hükümetin darbe girişimi sonrası Gülenci harekete yönelik baskısı bağlamında tutuklama emri olmaksızın tutuklandı ve terörizmin finansmanıyla ilgili suçlamalardan mahkum edildi. Tutuklu şunları iddia ediyor: tutukluluğunu haklı kılan hiçbir dayanak yoktu; Mahkum edildiği terör yasaları belirsiz ve aşırı genişti; Hükümet, bir yasayı ihlal ettiğine dair herhangi bir kanıttan yoksundu; tutuklama emri veya açıklama yapılmadan tutuklandı; ücretsiz olarak tutuldu; Bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanmadı; Hükümet, savunma hazırlama ve tanık çağırma ve sorgulama hakkına müdahale etti; Hükümet, savunmasından önemli kanıtları sakladı; hükümet masumiyet karinesi hakkını ihlal etti; Hükümet, avukata erişim hakkına müdahale etti; Hükümet kanun önünde eşitliği sağlayamadı; Ve hükümet, gözaltındayken tıbbi tedavi görmesini reddetti. Türkiye hükümeti zamanında yanıt vermedi ve bu nedenle Çalışma Grubu yanıtını dikkate almadı. Çalışma Grubu, hükümeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 9, 10 ve 11. maddelerine ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 9, 10 ve 14. maddelerine aykırı bularak I. ve III. kategorilere girmektedir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Darbe Girişimi Sonrası Olağanüstü Hal Tedbirlerinin Ekonomik, Sosyal ve Sivil Özgürlüklere Etkisi |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2017-04-11 |
AL TUR 4/2017 |
|
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Hükümet tarafından olağanüstü hal yetkilerinin kullanılması ve olağanüstü hal önlemlerinin uygulanmasından kaynaklanan ekonomik ve sosyal hak ihlalleri iddiaları ve bunun sonucunda etkilenen birçok bireyin ve ailelerinin maruz kaldığı bildirilen yoksulluk durumuna ilişkin alınan bilgiler. |
|
Türkiye'nin Dördüncü Periyodik Raporuna İlişkin Sonuç Gözlemleri - Sonuç Gözlemlerinin Takibine Dair Türkiye'den Alınan Bilgiler |
İşkenceye Karşı Komite |
- |
— |
2016-11-11 |
CAT/C/TUR/CO/4/Add.1 |
|
Türkiye, İşkenceye Karşı Komite’nin sonuç gözlemlerine yanıtında, işkenceyle mücadele ve insan haklarını koruma taahhüdünü özellikle terörle mücadele çabaları ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında vurgulamıştır. Türkiye, emniyet görevlilerine yönelik iddiaların şeffaf ve hesap verebilir şekilde ele alınması amacıyla Kolluk Gözetim Komisyonu’nun kurulmasını öne çıkardı. Güneydoğu Anadolu'daki terörle mücadele operasyonları ve PKK ile FETÖ’ye karşı alınan önlemleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak savundu. Olağanüstü hal kapsamında terör bağlantılı kamu görevlilerinin ihraç edilmesi ve yargısal inceleme mekanizmalarına ilişkin detaylara yer verildi. Türkiye, işkenceye sıfır tolerans politikası, yasal güvencelerin korunması ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi gibi uluslararası mekanizmalarla iş birliğine devam etme kararlılığını yineledi. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Alp Çetiner |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Alp Çetiner |
— |
2016-09-09 |
UA TUR 8/2016 |
|
Dr. Alp Çetiner'in mahpuslara sağlık hizmeti sağlama faaliyeti nedeniyle OHAL hukuki çerçevesi altında keyfi olarak gözaltına alındığı iddiasına ilişkin bilgi alındı. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - 2016 Darbe Girişimi Sonrası Türkiye'de İnsan Hakları İhlalleri: Keyfi Gözaltılar, İşkence ve Yargı Sorunları |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2016-08-19 |
UA TUR 7/2016 |
|
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'deki durumla ilgili olarak Keyfi Tutuklamalar ve Zorla Kaybetmeler Çalışma Grupları ile çeşitli Özel Raportörler, keyfi tutuklama, işkence ve kötü muamele iddiaları ve olağanüstü hal kapsamında temel hakların aşındırılmasıyla ilgili ciddi endişelerini dile getirmiştir. İddialar, tutukluların insanlık dışı koşullarda tutulduğunu, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ve sağlık çalışanları ile insan hakları savunucularına yönelik tehdit ve sindirme eylemlerini içermektedir. Uzmanlar, Türkiye'nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini vurgulayarak hükümeti bu ihlalleri durdurmaya, sorumluları hesap vermeye çağırmaya ve tutukluların avukata erişim ve tıbbi bakım dahil haklarını korumaya davet etmiştir. Ayrıca, olağanüstü hallerde yapılabilecek derogasyonların sınırlarını aşmaması gerektiğinin altını çizmişlerdir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Orhan Kemal Cengiz, Sibel Semira Hurtas |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Orhan Kemal Cengiz, Sibel Semira Hurtas |
— |
2016-07-28 |
UA TUR 6/2016 |
|
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen başarısız darbe girişiminin ardından keyfi ve iletişimsiz gözaltı, işkence ve kötü muamele ile tutukluların temel haklarının reddedildiğine ilişkin bilgi alındı. |
|
Zorla ya da İstem Dışı Kaybolmalara Karşı Çalışma Grubu'nun Türkiye Misyonuna İlişkin Raporu |
Zorla ya da İstem Dışı Kaybolmalara Karşı Çalışma Grubu |
- |
— |
2016-07-27 |
A/HRC/33/51/Add.1 |
|
Birleşmiş Milletler Zorla veya İstemsiz Kaybolmalar Çalışma Grubu, Türkiye'ye yönelik bir ziyaret gerçekleştirmiş ve kaybolan kişilerin geçmiş ve mevcut durumlarına ilişkin ciddi eksiklikleri vurgulamıştır. Rapor, Türkiye'nin hakikat, adalet, tazminat ve anma alanlarında kapsamlı önlemler almadığını belirtmektedir. Birçok aile, kaybolan sevdiklerinin akıbeti hakkında bilgi alamazken, çok az sayıda yasal kovuşturma veya tazminat gerçekleşmiştir. Rapor, zorla kaybolmaları bağımsız bir suç olarak tanımlayan yasal düzenlemeler yapılması, soruşturmaların iyileştirilmesi, ulusal bir tazminat programının oluşturulması ve kamu anıtlarının sağlanması gibi reformların acilen hayata geçirilmesi çağrısında bulunmaktadır. Çalışma Grubu ayrıca Türkiye'nin uluslararası sözleşmeleri onaylaması ve gelecekteki ihlalleri önlemek için hesap verebilirliği sağlaması gerektiğini vurgulamaktadır. |
|
Türkiye'nin Dördüncü Periyodik Raporuna İlişkin Sonuç Gözlemleri |
İşkenceye Karşı Komite |
- |
— |
2016-06-02 |
CAT/C/TUR/CO/4 |
|
İşkenceye Karşı Komite, Nisan 2016'da Türkiye'nin dördüncü periyodik raporunu incelemiş ve işkence suçlarında zaman aşımının kaldırılması gibi olumlu gelişmeleri ve mültecilere yönelik koruma çabalarını takdir etmiştir. Ancak, terörle mücadele operasyonlarında işkence, kötü muamele ve yargısız infaz iddiaları, aşırı güç kullanımı, cinsiyete dayalı şiddet, cezaevi koşulları ve askerlik sırasında kötü muamele konularında endişeler dile getirilmiştir. Komite, bağımsız soruşturma mekanizmalarının kurulmasını, yasal güvencelerin artırılmasını, cezaevlerindeki aşırı kalabalığın azaltılmasını, insan hakları savunucularının korunmasını ve savunmasız gruplara yönelik koruma tedbirlerinin güçlendirilmesini tavsiye etmiştir. Türkiye'nin, Sözleşme'ye uyumu güçlendirmesi ve 2017'ye kadar ilerleme raporu sunması istenmiştir. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Feza Medya Grubu, Zaman Gazetesi, Today's Zaman, Cihan Haber Ajansı |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
- |
— |
2016-03-08 |
AL TUR 2/2016 |
|
Türkiye'de bir medya grubunun hükümet tarafından ele geçirildiği iddiası. Alınan bilgilere göre, 4 Mart 2016 tarihinde çıkarılan bir mahkeme kararıyla, Zaman gazetesi, İngilizce kardeş yayını Today's Zaman ve iki televizyon kanalının da içinde bulunduğu Feza Medya Grubu, hükümetin kontrolü altına alındı. Bu, bildirildiğine göre Hükümeti eleştiren bir editoryal çizgi izleyen bir medya grubudur. Mahkeme kararının iddia edilen dayanağı, medya grubunun yasadışı bir şekilde terör örgütünü finanse etmesidir. Kararın Türkiye'de medya özgürlüğü üzerindeki etkisinden endişe duyuluyor. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - İkinci Döngü - Sonuç ve/veya önerilere ilişkin görüşler, gönüllü taahhütler
ve incelenmekte olan Devlet tarafından sunulan cevaplar |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2015-06-10 |
A/HRC/29/15/Add.1 |
|
Bu belge, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 2015'teki İkinci Döngü Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) sürecinde Türkiye'nin Ocak 2015'te sunulan tavsiyelere verdiği yanıtları içeren bir ek rapordur. Türkiye, bazı tavsiyeleri kabul etmiş, bazılarını uygulamış ve yasaları veya politikalarıyla uyumsuz bulduğu tavsiyeleri reddetmiştir. Temel konular arasında ifade özgürlüğü, azınlık hakları, ayrımcılıkla mücadele önlemleri ve mülteci politikaları yer almaktadır. Türkiye, yargı reformları ve ayrımcılıkla mücadele girişimleri gibi reformlarını vurgularken, hukuki çerçevesinin uluslararası standartlara uygun olduğunu savunmaktadır. Terörle mücadele yasaları ve ifade özgürlüğü düzenlemelerinin kapsamına ilişkin bazı endişeler reddedilmiştir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - İkinci Döngü - Çalışma Grubu Raporu |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2015-05-13 |
A/HRC/29/15 |
|
2015 Türkiye Evrensel Periyodik İncelemesi (UPR), Türkiye’nin yargı bağımsızlığını, cinsiyet eşitliğini ve ifade ile toplanma özgürlüklerini güçlendirmeye yönelik anayasal değişikliklerini ve yasal reformlarını vurgulamıştır. Ombudsmanlık ve Ulusal İnsan Hakları Kurumu’nun (NHRI) kurulması gibi insan haklarını güçlendirme girişimleri öne çıkmıştır. Ancak, medya üzerindeki kısıtlamalar, yargı bağımsızlığına müdahaleler ve protestolar sırasında aşırı güç kullanımı gibi konularda endişeler dile getirilmiştir. Türkiye, aile içi şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik önlemleri içeren birçok tavsiyeyi kabul ederken, Roma Statüsü’nün onaylanması ve dini azınlıkların haklarının genişletilmesi gibi önerileri reddetmiştir. İnceleme, Türkiye’nin uluslararası insan hakları standartlarına daha fazla uyum sağlaması gerektiğine işaret etmiştir. |
|
Taraf Devletler Tarafından Sözleşmenin 19. Maddesi Uyarınca Sunulan Raporların Değerlendirilmesi Opsiyonel Raporlama Prosedürüne Göre 2014 Yılında Sunulması Gereken Dördüncü Dönemsel Raporlar |
İşkenceye Karşı Komite |
- |
— |
2015-01-26 |
CAT/C/TUR/4 |
|
Doküman, Türkiye'nin adli süreçlerde adalet ve şeffaflığı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği çeşitli hukuki, idari ve insani düzenlemeleri detaylı şekilde ele alıyor. Öne çıkan konular arasında Kıbrıs'taki kayıp kişilerin CMP ve MPU çerçevesinde ele alınması, iltica ve gözaltı konularında düzenlemeler ve adımlar yer alıyor. Ayrıca, Türkiye'nin insan hakları standartlarına uyum sağlaması, Türk İnsan Hakları Kurumu ve Ombudsmanlık Kurumu'nun kurulması gibi konular vurgulanıyor. Kayıp kişilerin ailelerine destek ve insan hakları ihlallerinin ele alınması önemli bir yer tutuyor. |
|
Özel Prosedürler İletişimi - Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı |
Özel Prosedürler Yetki Sahipleri |
Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı |
— |
2015-01-16 |
UA TUR 1/2015 |
|
Belge, 14 Aralık 2014'te Türkiye'de aralarında Samanyolu TV CEO'su Hidayet Karaca ve Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 31 kişinin tutuklanmasını ve gözaltına alınmasını vurgulamaktadır. Tutuklamalar, Türk hükümeti tarafından yönetimi devirmeye çalışmakla suçlanan Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddialarıyla ilişkilendirilmiştir. Karaca’ya terör örgütü liderliği, Dumanlı’ya ise hükümet karşıtı makaleler yayınlama suçlamaları yöneltilmiştir. Birleşmiş Milletler Özel Raportörleri, suçlamaları destekleyen güvenilir kanıtların eksikliği, keyfi tutuklama, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü ile ilgili ICCPR'nin (Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi) 9, 19 ve 22. Maddelerinin ihlalleri ve hukuki sürecin inkârı, özellikle de hukuki danışmanlık erişiminin kısıtlanması ve suçlamaların açıklanmaması konularında endişelerini dile getirmiştir. Türkiye’ye adil yargılamaların sağlanması, medya özgürlüğünün korunması ve muhalefetin suç haline getirilmesinin önlenmesi çağrısında bulunmuşlardır. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - İkinci Döngü - BM Bilgilerinin Derlenmesi |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2014-11-12 |
A/HRC/WG.6/21/TUR/2 |
|
Bu rapor, ilgili devletin gözlemleri ve yorumları da dahil olmak üzere, antlaşma organlarının ve özel prosedürlerin raporlarında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin raporlarında ve diğer ilgili Birleşmiş Milletler resmi belgelerinde yer alan bilgilerin bir derlemesidir. Kelime sınırları nedeniyle özet bir şekilde sunulmuştur. Tam metinler için lütfen referans verilen belgelere bakınız.
Rapor, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin kamuya açık raporlarında ve açıklamalarında yer alanlar dışında herhangi bir görüş, yorum veya öneri içermemektedir. İnsan Hakları Konseyi'nin 17/119 sayılı kararında kabul edilen genel yönergelere uygun olarak hazırlanmıştır. Burada yer alan bilgiler dipnotlarla sistematik bir şekilde referanslandırılmıştır. Rapor, incelemenin periyodikliği ve bu süre zarfındaki gelişmeler dikkate alınarak hazırlanmıştır.
|
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - İkinci Döngü - İnsan Hakları Konseyi'nin 16/21 Sayılı Kararının Ekindeki 5. Paragrafa Uygun Olarak Sunulan Ulusal Rapor |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2014-10-30 |
A/HRC/WG.6/21/TUR/1 |
|
Türkiye’nin 2015 Evrensel Periyodik İncelemesi, insan haklarında olumlu ayrımcılığı sağlayan anayasal değişiklikler, adil yargılanma hakkını güçlendiren yargı reformları ve azınlıklar, kadınlar ve çocuklar için genişletilmiş korumaları içeren kapsamlı reformları vurguladı. Ombudsmanlık Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu gibi önemli kurumlar kuruldu, eğitim, şiddetle mücadele ve ifade özgürlüğü alanında önemli adımlar atıldı. Türkiye, uluslararası iş birliği ve devam eden reformlarla insan haklarını ilerletme taahhüdünü sürdürmektedir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - İkinci Döngü - Paydaşların Türkiye ile ilgili Bildirimlerinin Özeti |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2014-10-27 |
A/HRC/WG.6/21/TUR/3 |
|
Mevcut rapor, Evrensel Periyodik İnceleme'ye ilişkin 28 paydaşın sunumlarının bir özetidir. İnsan Hakları Konseyi'nin 17/119 sayılı kararında kabul edilen genel yönergelere uygun olarak hazırlanmıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin (OHCHR) herhangi bir görüş, öneri veya değerlendirmesini içermemekte ve belirli iddialar ile ilgili herhangi bir yargı ya da karar vermemektedir. Burada yer alan bilgiler dipnotlarla sistematik olarak referanslandırılmış olup, mümkün olduğunca orijinal metinlerde değişiklik yapılmamıştır. İnsan Hakları Konseyi'nin 16/21 sayılı kararı uyarınca, uygun olduğu durumlarda, incelenen Devletin Paris İlkeleri'ne tam uyum içinde akredite edilmiş ulusal insan hakları kurumu tarafından yapılan katkılara ilişkin ayrı bir bölüm sağlanmıştır. Alınan tüm sunumların tam metinleri OHCHR'nin internet sitesinde mevcuttur. Rapor, incelemenin periyodikliği ve bu süre zarfındaki gelişmeler dikkate alınarak hazırlanmıştır. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Birinci Döngü - Sonuç ve/veya önerilere ilişkin görüşler, gönüllü taahhütler
ve incelenmekte olan Devlet tarafından sunulan cevaplar |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2010-09-15 |
A/HRC/15/13/Add.1 |
|
Bu belge, 2010 yılında BM İnsan Hakları Konseyi tarafından gerçekleştirilen Türkiye'nin Evrensel Periyodik İncelemesi'ne (UPR) ilişkin ek bir rapordur. Türkiye'nin çeşitli tavsiyelere verdiği yanıtları içermekte olup bazıları kabul edilmiş, bazıları uygulanmış ve ulusal önceliklere veya politikalarına uygun olmayanlar reddedilmiştir. Öne çıkan konular arasında uluslararası antlaşmaların onaylanması, ayrımcılık karşıtı yasaların geliştirilmesi, ifade özgürlüğü, dini haklar ve azınlık meseleleri bulunmaktadır. Mülteci hakları üzerindeki coğrafi sınırlamanın kaldırılması veya belirli yasaların değiştirilmesi gibi öneriler, ulusal egemenlik veya devam eden yasal düzenlemeler gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Eğitim, ayrımcılıkla mücadele ve iltica düzenlemelerindeki ilerlemeler, uluslararası standartlarla uyum çabalarını yansıtmaktadır. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Birinci Döngü - Çalışma Grubu Raporu |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2010-06-17 |
A/HRC/15/13 |
|
İnsan Hakları Konseyi'nin 15. oturumunda Türkiye'nin Evrensel Periyodik İnceleme (EPİ) süreci kapsamında insan hakları alanındaki ilerlemeleri değerlendirildi. Türkiye, anayasa değişiklikleri, yasama reformları ve uluslararası standartlara uyum gibi ilerlemelerini sundu; idam cezasının kaldırılması ve işkenceyle mücadele gibi konularda gelişmeler kaydedildiği vurgulandı. İncelemede, kadınlara yönelik şiddet, azınlık hakları ve ifade özgürlüğü gibi alanlardaki zorluklar ele alınırken, eğitim ve yargı reformlarındaki ilerlemeler övüldü. Öneriler arasında ulusal bir insan hakları kurumunun kurulması, ayrımcılıkla mücadele ve azınlıkların korunmasının güçlendirilmesi yer aldı. Türkiye, reformları sürdürme kararlılığını ifade ederek önerileri değerlendireceğini taahhüt etti. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Birinci Döngü - İnsan Hakları Konseyi’nin 5/1 Sayılı Kararının Ekindeki 15 (a) Maddesine Uygun Olarak Sunulan Ulusal Rapor |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2010-02-22 |
A/HRC/WG.6/8/TUR/1 |
|
Türkiye’nin Evrensel Periyodik İnceleme kapsamında sunduğu ulusal rapor, 2001’den itibaren insan haklarında kaydedilen ilerlemeleri ele alıyor. Raporda idam cezasının kaldırılması, eşitlik ilkesinin güçlendirilmesi, ifade özgürlüğünün genişletilmesi ve ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri gibi önemli reformlar vurgulanıyor. Ayrıca yargı reform stratejisi, insan hakları eğitimi, işkenceye karşı sıfır tolerans politikası ve çocuklar, kadınlar ve engelli bireyler için politikalar ele alınıyor. Uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla iş birliği, iltica politikaları ve insan ticaretiyle mücadele konularında yapılan çalışmalar da raporda yer alıyor. Hükümet, ulusal yasaların uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu hale getirilmesine kararlıdır. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Birinci Döngü - BM Bilgilerinin Derlenmesi |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2010-02-19 |
A/HRC/WG.6/8/TUR/2 |
|
Bu rapor, taraf organlarının raporları, özel prosedürler, ilgili devletin gözlemleri ve yorumları dahil olmak üzere, diğer ilgili resmi Birleşmiş Milletler belgelerinde yer alan bilgilerin bir derlemesidir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin (OHCHR), kamuya açık raporlarında yer alanlar dışında herhangi bir görüş, öneri veya yorumu içermemektedir. İnsan Hakları Konseyi tarafından kabul edilen genel yönergelere uygun bir yapı izlemektedir. Burada yer alan bilgiler, dipnotlarda sistematik olarak referanslandırılmıştır. Rapor, incelemenin ilk döngüsünün dört yıllık periyodikliği dikkate alınarak hazırlanmıştır. Güncel bilgilerin bulunmadığı durumlarda, mevcut en son raporlar ve belgeler dikkate alınmış, ancak bunlar eski değilse göz önünde bulundurulmuştur. Bu rapor yalnızca resmi Birleşmiş Milletler belgelerinde yer alan bilgileri derlediği için, belirli konularla ilgili bilgi eksikliği veya odaklanmama, bir sözleşmenin onaylanmamış olması ve/veya uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla düşük düzeyde etkileşim veya iş birliğinden kaynaklanıyor olabilir. |
|
Evrensel Periyodik İnceleme - Türkiye - Birinci Döngü - Paydaşların Türkiye ile ilgili Bildirimlerinin Özeti |
Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu |
- |
— |
2010-02-17 |
A/HRC/WG.6/8/TUR/3 |
|
Bu rapor, evrensel periyodik inceleme kapsamında 25 paydaşın sunumlarının bir özetidir. İnsan Hakları Konseyi tarafından kabul edilen genel yönergelere uygun bir yapı izlemektedir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin (OHCHR) herhangi bir görüş, öneri veya yorumu ile belirli iddialar hakkında bir yargı veya karar içermemektedir. Burada yer alan bilgiler, dipnotlarda sistematik olarak referanslandırılmış ve mümkün olduğunca orijinal metinler değiştirilmemiştir. Belirli konulara ilişkin bilgi eksikliği veya odaklanmama, paydaşların bu konularla ilgili sunum yapmamış olmasından kaynaklanabilir. Alınan tüm sunumların tam metinleri OHCHR web sitesinde mevcuttur. Rapor, incelemenin ilk döngüsünün dört yıllık periyodikliği dikkate alınarak hazırlanmıştır. |