Yüksel Yalçınkaya Kimdir?

Yüksel Yalçınkaya, Kayseri'de öğretmenlik yaparken 2016'da çıkarılan 672 sayılı KHK ile görevden alınmış bir öğretmendir. Hakkında, ByLock kullanımı, Bank Asya hesabı ve bazı dernek-senlik üyelikleri gerekçe gösterilerek terör suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmiştir. Türkiye'deki tüm hukuk yolları tükenince, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuş ve AİHM, adil yargılama hakkı dahil birçok hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Kararı, Türkiye'deki benzer binlerce dava için emsal niteliği taşımaktadır.

AİHM Kararının Önemi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yüksel Yalçınkaya'nın yargılanmasında ByLock uygulamasını kullanmasının, Bank Asya'da hesap açmasının ve bazı dernek veya sendikalara üye olmasının, tek başına terör örgütü üyeliği için yeterli delil sayılamayacağına hükmetmiş ve bu kararla emsal teşkil eden bir içtihat oluşturmuştur.

Dava, başvurucunun "ByLock" adlı şifreli bir mesajlaşma uygulamasının kullanımına dayanarak, suçun maddi ve manevi unsurlarını bireyselleştirilmiş bir şekilde tespit etmeden, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkum edilmesi nedeniyle kanunsuz ceza olmaz ilkesinin ihlaline ilişkindir (Madde 7).

Dava ayrıca, diğerlerinin yanı sıra, ulusal mahkemelerin ceza yargılamasında kullanılan elektronik delillerin toplanması ve işlenmesinde başvurucunun argümanlarını yeterince dikkate almaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlalini de içermektedir (Madde 6).

Dava ayrıca, ulusal mahkemelerin, başvurucunun mahkumiyetini doğrulamak için terör örgütüyle bağlantılı olduğu düşünülen bir sendika ve derneğe üyeliğine dayanarak suçun kapsamını öngörülemez bir şekilde genişletmesini nedeniyle toplantı ve dernek kurma özgürlüğünün ihlalini de içermektedir (Madde 11).

Mahkeme, 46. madde kapsamında, ceza davalarının yeniden açılmasının, talep edilmesi halinde, mevcut davada tespit edilen ihlallere son vermenin ve başvurucuya tazminat sağlamanın en uygun yolu olacağına hükmetmiştir. Ayrıca yetkililerin, ByLock kullanımına ilişkin ulusal mahkemelerin yaklaşımıyla ilgili sistemik sorunu ele almak için uygun genel önlemleri almaları gerektiğine hükmetmiştir.

Bu karar, hâlihazırda Mahkeme önünde bekleyen yaklaşık 8.500 başvuru ile potansiyel olarak 100.000 davaya emsal teşkil etme niteliğindedir.